KURTLAR VE EFSANELERİ Kurtlar geçmişten bugüne kadar insanoğlunun yaşamında daima heyecan vermiş, korku salmış, büyülemiş, bilinmezliğini korumuş ve bunun sonucunda saygı duyulan bir yaratık olarak hayatımızda yerini almıştır. Kurtlar ve İnsanlar tari¬hin başlangıcından itibaren birlikte yaşamış başlangıçta birbirlerine rakip olmuştur. Fakat daha sonra İnsanoğlunun kurtların yeteneklerini ve yararlarını anlamasıyla bu rekabet, bugün evlerimizde beslediğimiz ve birçok konuda bizlere yardımcı

Bu konu 1516 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Kurtlar ve efsaneler 1516 Reviews

    Konuyu değerlendir: Kurtlar ve efsaneler

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1516 kez incelendi.

  1. #1
    GenceŞair - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    06.10.2009
    Mesajlar
    952
    Konular
    32
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    559
    @GenceŞair

    Standart Kurtlar ve efsaneler

    KURTLAR VE EFSANELERİ
    Kurtlar geçmişten bugüne kadar insanoğlunun yaşamında daima heyecan vermiş, korku salmış, büyülemiş, bilinmezliğini korumuş ve bunun sonucunda saygı duyulan bir yaratık olarak hayatımızda yerini almıştır. Kurtlar ve İnsanlar tari¬hin başlangıcından itibaren birlikte yaşamış başlangıçta birbirlerine rakip olmuştur. Fakat daha sonra İnsanoğlunun kurtların yeteneklerini ve yararlarını anlamasıyla bu rekabet, bugün evlerimizde beslediğimiz ve birçok konuda bizlere yardımcı olan köpeklere kadar uzanan çok sıkı bir dostluğun temelini atmıştır.
    Kurtlar bugün de yaşamımızda etkileyici bir yere sahiptir ve güncelliğini koru¬maktadır. Geçmişten beri süregelen birçok kurt efsanesi bugün de anlatılmaya ve filmlere konu olmaya devam etmektedir. Kurtlar ile birlikte yaşayan eski ka¬bileler kurt'a olağanüstü güçleri olan bir yaratık olarak bakmakta, kendilerini ve sevdiklerini kurttan korumak için dans şeklinde ayinler düzenlemekte ve yine kendilerini kurttan koruyacağına inandıkları "Kurt başı" şeklinde ağaçtan ya¬pılmış eşya ve kolyeler taşımaktadırlar. Bu kabileler inanışları dolayısı ile kurdun avlanma bölgesine girmemektedir.
    Hindistan'ın kırsal kesimlerinde anlatılan, gerçekte yaşanmış bir öykü, her gece çadıra gelen ve özellikle çocukları uyku sırasında hiçbir şekilde ses çıkarmadan çadırdan sürükleyerek alan ve daha sonra iç organları yenmiş şekilde bulunan 70-80 kadar insanı konu almaktadır. Bu yaratığı gece karanlığında görenler, in¬san şeklinde, gözleri kırmızı renkte parlayan bir şeytan olarak tarif etmekteydiler. Yurt dışından bu olayı araştırmaya gelen görevlilerin kurttan şüphelenmele¬rine rağmen yöre halkı kurtlar ile yüzyıllardır barış içinde yaşadıklarını ve bir zarar görmediklerini söylüyorlardı. Ancak bölgede görülen iki kurdun öldürülmesi üzerine bu korkunç olay bir daha tekrarlanmadı.
    Yine Hindistan'da çocukların kurtlar tarafından kaçırılmasına ve emzirilmesini içeren gerçek olaylara tanık olunmuştur.
    Roma İmparatorluğu'nun kuruluşuna da bir kurt öncülük eder.Efsaneye göre;

    Anadolu'da Truvanın yıkılmasından sonra bir Truvalı topluluğu Aineias'ın yöne-timi altında Latium kıyılarına yerleşti.Aineias, ülke kralının kızı Lavinia ile ev-lendi oğulları Alba Longa'yı kurdular.Alba kralı Numitor'un kızı Rhea Silvia,tanrı Mars' tan gebe kalarak Remus ve Romulus adlı ikizleri doğurdu,ama Numitor'u Alba tahtından indiren amcası Amulius'un eziyetlerini üzerine ço-cuklarını bir beşiğe koyarak Tevere ırmağına bıraktı.; beşik ırmakta Palatium kıyılarına kadar sürüklenerek karaya vurdu.İkizlerin ağlamasına koşup gelen dişi bir kurt onları emzirdi.Daha sonra ise Faestulus ve Acca larentina adlı ço-banlar çocukları büyüttü.
    "Kurt Adam" efsanesini, yani insan zeka ve kabiliyetini koruyarak, bir kurdun ısırması ile kurt şekline dönüşen insanı, ya da ormanda kurtlar tarafından büyü¬tülen küçük bir çocuğun öyküsünü duymayanımız yoktur. Bu öyküler yıllar bo¬yunca filmlere ve kitaplara konu olmuştur.
    Burada Türklere yol gösteren "Asena" adlı dişi kurdu da belirtmeden geçemeyiz. Bütün Türk Ulusu bu kurta saygı duymakta ve adını bugün çocuklarımızda ya¬şatmaktadır.
    Yine kurtların kışın avlanmak için başvurdukları "Kurt Oyunu", Hunlardan Os¬manlıya kadar bütün Türkler tarafından meydan savaşları ile kale kuşatmala¬rında benimsenerek uygulandı.26 Ağustos 1071 Malazgirt Meydan Savaş'nda Selçuklular, Bizans ordusunu,25 Eylül 1396'da da Niğbolu Savaşında Osmanlılar da Haçlıları "Kurt Oyunu" ile yendiler.
    Kurt oyununun özü şöyledir;
    Genelde kışın aç kalan kurtlar, geceleyin köy ve mahallelere sokulmadan önce, uygun bir yerde alfa kurdun emri ile durarak üç kola ayrılırlar,iki kol o ye-rin sağında ve solunda pusuya yatarak saklanır;üçüncü yada fedai kolda;pusu yerini belirledikten sonra koşarak köy ve mahalleye dalar. Köpeklerin de ortaya çıkması üzerine korkarak kaçıyormuş gibi davranır. Bunu gören köpekler havla-yarak kurdun peşine düşerler ve kurtları bölgeden dışarı çıkarmaya çalışır¬lar. Böylece çoğalarak bir sürü haline gelen köpekleri, fedai kolu ardına takarak pusu yerine çeker. Alfa kurdun işareti ile pusudakiler, köpeklerin dönüş yolunu keser, öndeki kolda geriye dönerek çemberi tamamlar ve köpekler kuşatılır.
    Görüldüğü gibi kurt tarih öncesi atalarımızın hayatta kalmasını sağlamanın yanında, tarih boyunca insanoğluna örnek olmuş ve yukarıda da belirtildiği gibi yaşam biçimi ile Türk Ulusu'nun kurdun avlanma taktiğini, savaş taktiği olarak kullanması sonucu nice zaferlerin kazanılmasına öncülük etmiştir. Kimbilir Türk Ulusunun gücü ve bir dönem Dünya'ya hükmeden Osmanlı İmparatorluğun ba¬şarısı buna bağlıdır.
    Kanada nın bir bölgesinde ise insanlar her yıl geleneksel olarak tam bir dolunay zamanında bir araya gelirler. Yüzlerce araba ile kilometrelerce kuyruk oluşturaran insanlar ormanın yakınında durarak kurt ulumasını taklit ederler. Çevrede bulunan kurtlar bu çağrıya cevap verirler ve bölgenin dört bir yanın¬dan kurt ulumaları yükselir. Aileler kurtların ulumalarını sessizlik içinde din¬lerler ve yeni yılda tekrar buluşmak üzere bölgeden ayrılırlar. İnsanoğlunun or¬mandan ayrılışının 25.000 yıl olduğunu düşünürsek ki bu insanoğlunun yaşamı ve gelişmesi yanında az bir zamandır, bir zamanlar birlikte yaşadığımız kurtlara özlem duyan Kanada da ki bu kişilerin davranışına şaşmamamız gerekir.
    Bu öyküler ve efsaneler, bizim köy hayatı yaşayan insanlarımızın kurdu "Cana¬var" ismi ile çağırması, herhalde bu gizemli hayvana duyulan saygı ve korkunun bir belirtisi olsa gerek.
    Aslında kurtların göstermiş olduğu saygıyı biz karşılıksız bırakmışız. Özellikle kurdun ana yurdu Kuzey Amerika da insanlar kendilerine yer bulabilmek için 1850-1900 yılları arasında birçok hayvanı katletmişlerdir. Amerikan kaynakları bu hayvan sayısını 50.000.000 adet civarında olduğunu ve bu sayının 2.000.000 adetinin kurtları kapsadığını belirtmektedir. Bu kadar çok sayıda hayvanın ve özellikle kurdun öldürülmesi doğal dengeyi tahrip etmiş ve otçulların sayısının artması ile yeşil alan ve bitki örtüsü yok olma düzeyine gelmiştir.Yeteri kadar kurt sağ olsaydı bu otçulları avlayacak ve doğayı dengede tutacaklardı.Sonuçta tekrar insanlar silahlarını ele almış ve yine hayvan katliamına girişmişlerdir.

    Genel Görünüş.
    Dik kulak, uzun ve fazla keskin olmadan son bulan baş ve çene yapısı ile araştı¬rıcı ve keskin bakan gözlere sahiptir. Kafa yapısı Alman Çoban Köpeğine benzemektedir. Ancak daha uzun ve geniştir. Çoğunlukla gri ve siyah tonda kürke sa¬hiptir kahverengi ve daha açık tüyler de kürk üzerinde gözükmektedir. Kutup bölgesinde yaşayan kurtlar ise beyaz renkli kürke sahiptir. Erkek kurtlar dişiler¬den 25 % daha büyük ve gösterişlidir.
    Birçok erişkin Gri Kurt dişilerde 56 kg, erkeklerde ise 80 kg kadar ağırlığa çık¬maktadır. Omuz yükseklikleri 68-78 cm arasında değişmektedir. Çoğunlukla or¬talama bir köpek boyuna yakındır. Ancak göğüsleri köpeklerden daha geniş,ve bacakları daha uzun ve patileri daha kalındır.Buna rağmen kurtların sol ve sağ ayak izleri birbirlerine daha yakın seyretmektedir.Ayrıca kış kürküne bürünen bir kurt tüylerin verdiği uzunluktan dolayı (5-6 cm ile 15 cm arasında vücudun değişik bölgelerinde değişir) daha büyük gözükebilirler.Kuyrukları Alman Çoban Köpeğinkine benzer, çalı gibi tüylüdür ve uzunluğu vücut uzunluğunun birçeyreğini kapsamaktadır yaklaşık 35 cm.
    Çene ve Dişler.
    Köpeklerden daha büyük, uzun ve güçlü bir çene ile keskin diş yapısına sahip¬tir.12 kesici,4 köpek,16 küçük azı ve 10 azı dişi (4 tane üst çenede 6 tanesi alt çenede) olmak üzere 42 adet dişe sahiptir. Dişlerinin uzunluğu 2.54 cm kadardır ve uca doğru giderken hafifçe kıvrılır. Kurtun çene basıncı 2.5 cm'lik bir kare içine 750 kg olarak hesaplanmıştır. Bu basıncı Alman Çoban Köpeği ile kıyasladı¬ğımızda iki kat daha fazla olduğunu görürüz. Alman Çoban Köpeği 2.5 cm'lik bir alan içine 320 kg baskı uygular. Kurtlar dişlerini avlarını öldürmek ve parçala¬mak için kullanırlar, avlarını çiğnemezler lokmalar halinde yutarak sindirirler veya kusarak yavrularını beslerler.
    Hareket ve Hız.
    İnsanlar, köpekler ve kedigiller aynı prensipte yürürler yani ayak tabanlarımız yer yüzeyi ile temas etmektedir.Kurtlar da ise farklıdır.Kurtların patileri tamamıyla yer ile temas etmez patilerinin ucunda yürüyor gibidirler.Arka ayakları ön ayaklarını takip eder.Ön patileri arka patilerine göre daha geniştir.Bu kurta kış aylarındaki kar örtüsünde daha rahat tırmanma ve koşma imkanı vermekte ve ağırlığını yüzeye dağıtarak kaymayı ve yumuşak zeminde kara batmayı önle¬mektedir.Kurtların beş adet tırnağı vardır ama bunların dört adeti oldukça ge¬reklidir.Patilerinin arası köpeklerde olduğu gibi sert ve dayanıklı kıllarla örtül¬müştür.Bu ona kaygan zeminlerde daha iyi tutunma sağlar.Tırnakları sağlamdır ancak keskin değildir.Çünkü yürüyüşde daha fazla ön tarafı kullanduğı için do¬ğal olarak törpülenir.Tırnaklar toprağı kazmak ve koşu esnasında yüzey ile te¬ması kuvvetlendirmek için kullanılır.Avlanma esnasında kedigillerde olduğu gibi tırnaklarını avı yakalamak için kullanmaz.Kurtlar tırıs,koşu ve dörtnal olarak ayrılan dilimlerde hareket ederler.Bacakları köpeklere nispeten daha uzundur ve bu uzunluk ona hız ve çeviklik sağlamaktadır.Saatte 6.4 km hızla yürüyebi¬lir.Seyahat ve av takip esnasında tırıs koşuyu tercih ederler bu esnada hızları 12.8 - 16 km/saat arasında değişir. Kurtlar avlarına saldırdıkları veya onları test etmek istediklerinde en hızlı şekilde koşarlar bu esnada hızları saate 64km ye kadar çıkar ve bu hızlarını uzun kilometreler boyunca koruyabilirler.
    Koku Alma ve İz Takibi.
    Kurtların dünyasında koku önemli bir yer taşır. Koku yoluyla kurt avını, ailesini bulabilir vaya bir düşmanı sezinleyebilir. Ayrıca köpeklerde olduğu gibi kurt böl¬gesini koku bırakarak belirler ve bu koku ile yine diğer sürülerin bölgesini tanıyabilir. Ayrıca yine bırakılan kokulardan bölgedeki dişi ve erkek varlığı ile bölge¬nin nekadar sıklıkla ziyaret edildiğini anlayabilir. Kurtun koku bezleri anüs civarıdadır ve bu bezlerden yayılan koku, kurt için bir parmak izi gibidir ve kişi¬sel bir bilgi taşırlar. Kurtlar, diğer kurtlara bölgelerini belli etmek için genelde bu kişisel bilgilerini taşıyan kokularını 91 metre aralıklarla bırakırlar ve sınırlarını belli ederler. Kurtların koku alma düzeyi oldukça gelişmiştir ve hava şartları uy¬gun olduğu takdirde kurtlar sürü üyelerininn ve avlarının kokusunu 2.5 - 3 km uzaktan alabilirler. Avlarını da yerde bıraktığı koku ve avın atmosfere karışan vücut kokusunu takip ederek ulaşırlar.
    İşitme Duyusu.
    Kokudan sonra kurta yardımcı olan ikincil duyusu işitme duyusudur..Kurtlar ormanda 9-10 km uzaktan açık arazilerde ise 11 km kadar uzaktaki sesleri du¬yabilirler.Kurtların kulakları 25 Khz değerindeki sesleri algılayabilir bu rakam araştırmalara göre 80 Khz kadar çıkmaktadır.İnsan kulağının duyabileceği limit ise 20Khz' dir.Bu özelliği ile kurtlar köpeklerden daha iyi bir duyu organına sa¬hiptirler.
    Görüş Kapasitesi.
    Kurtlar önlerindeki hareket eden objeleri rahat şekilde görmektedirler. Hareketsiz objeler kurtu yanıltmaktadır ve bu anlarda koku alma duyularını harekete geçirirler. Görüş açıları 180 dereceden az bir görüş sahasını kapsamaktadır. Kurtların avladıkları hayvanlar ise genelde 300 dereceye kadar varan bir görüş açısına sahiptir.
    Tat Alma Duyusu.
    Araştırmalar tat alma duyusunun az olduğunu bunun yerine avın kokusunun önemli rol oynadığını göstermiştir. Kurt ve köpekler dört ana başlık altındaki tatları hissetmektedirler. Bu öğeleri tatlı, acı, tuzlu ve ekşi olarak sınıflandırmak mümkündür. Kurtların yiyeceklerinde tatlı minimum rol almaktadır.
    Yaşam Süresi.
    Yabani yaşamda kurdun yaşam süresi 13 yıl veya daha fazladırEğer korumalı doğal parklarda yaşıyorlar ise 16 yıla kadar yaşamlarını sürdüreblirler. Fakat çoğunlukla kurtlar 8 yaşına kadar yaşamaktadırlar. Kurtlar’ın yaşam süresi in¬san popülasyonun artmasıyla ve popülasyonun öldürme isteği ile azalmaktadır. Ancak yukarıda da değindiğimiz gibi korumalı doğal parklar içinde daha uzun bir yaşam süresine erişmektedirler. Bunun nedeni ise koruma bölgesi içinde silahlar, doğal düşmanlar, tuzaklar, yılanlar ve zehirlerden uzak kaldıkları için¬dir.
    Sürü Yaşamı ve İletişim.
    Her memeli kendisine ait bir aile içinde yaşarlar. Ancak bu aile yapısı kurt yaşa¬mında daha köklü bir biçimde gelişmiştir. Sürü topluluğunun istisnasını sürü ku¬rallarına karşı gelmiş ve sürüden atılmış yalnız kurt oluşturur. Bu kurt en yakın sürüden 10 km ile 1000 km arasında değişen uzaklıkta yaşamaya mecbur edilir. Ancak kendisine bir eş ya da hakimiyetini kabul ettirecek bir sürü ile bu sürü¬nün yaşaması için yeterli bir bölge bulamaz ise hayatta kalması çok zordur. Kurt yalnız başına büyük hayvanları avlayamaz, yeteri kadar da kendini hayatta tutucak av bulamaz ise sonu çok kötü olabilir.
    Kurtlar ailesi yapısı içinde hayatlarını sürdürürler ve biz bu aile yapısına sürü olarak adlandırmaktayız. Kurt sürüsü Alfa erkek ve Alfa dişinin kontrolü altındadır. Sürünün diğer üyeleri genç ve yaşlı kardeşlerdir. Ayrıca aynı kana sahip olmayan kurtlarda sürüye kabul edilmektedir. Eğer sürü kurallarına uyulur ise bireyler sürü ile birlikte yıllarca yaşayabilirler.
    Sürü genelde sekiz ila onbeş kadar üyeden oluşur. Daha az veya çok olabilirler. Sürüdeki hiyeyarşi baskın kurtun diğer sürü üyelerine kabul ettirdiği gücü ile yapılanır. Bu gücü ortaya koyarken bireyler dövüş, ısırma ve alışkanlıklarını kul¬lanırlar."Alfa" erkek ve "Alfa" dişinin bir alt basamağında "Beta" erkek ve "Beta" dişi bulunur. Diğer basamak ise "Omega" erkek ve "Omega" dişidir. Her birey ki¬min hâkimiyetini kabul edeceğini bilirken, bazı bireylerde bir üst basamağa tır¬manmak için yarışırlar. Bu yarışı kaybeden ve kurallara uymayan kurtlar baskın alfa erkek ve dişinin zorlaması ile sürüden ayrılırlar. Kazanan ise sürünün yeni hâkimidir.
    Sürü içinde üyeler rütbelerini kararlı ve değişmez bir biçimde gösterirler. Yüksek rütbedeki erkek veya dişi, diğer üyeye saldırganlığını ve kararlılığını göstermek için kuyruğunu kaldırır, kulaklarını dik olarak ileride tutmaya çalışır ve yanakla¬rını geri çekerek dişlerini gösterir ve hırlamaya başlar bu arada sırtındaki tüyle¬rinin bir kısmını kabartarak kendini büyük ve tehdit edici olarak gösterir.
    Bu kesin ve korkutucu davranış karşısındaki alt birey, kendini tehlikeli olmadı¬ğını anlatmak ve küçük göstermek için yere yatar kuyruğunu bacakları arasına sıkıştırır, kulaklarını geriye doğru yatırır ve yuvarlananır aynı zamanda liderin ağzını yalayarak "Tamam sen benden güçlüsün ve senin liderliğini" kabul ediyo¬rum der. Bu davranışlar çok az sayıda kavga ile sonuçlanır. Çünkü kurtlar kavga sırasında aldıkları yaralardan ötürü acı çekeceklerine ve aynı zamanda avlanma yeteneklerinin kayba uğrayacaklarını iyi bilirler. Alfa kurtlar sürü içerisindeki yerini diğer üyelere dostçada bildirirler. Alfa kurt yaramazlık yaptığına inandığı yavrularına veya bireylere çok yakın yaklaşarak dişlerini üyeye gösterir ve göz temasını korur. Bir alt basamaktaki üye bu davranış karşısında gözlerini liderden alarak başka yöne bakar ve yine lider önünde özür dilemek için yuvarlanmaya ve yalanmaya başlar.
    Eğer alfa kurt üyeyi cezalandırmak istiyor ise üyeyi ısırır ancak bu ısırış sadece uyarmak içindir ve bir anlıktır. Çünkü alfa kurt üyelere zaten kabul ettirdiği ye¬rini hatırlatmak ile disiplini sağlamayı ve her üyenin rütbesini anlatmayı amaç¬lamaktadır.
    Kurtların vücut dillerini şöyle özetleyebiliriz.
    Kulaklar dik, ağız açık ve kuyruğu normal pozisyonda olan kurt mutlu bir gö¬rüntü vermektedir.
    Bir kurtun etrafında dans eden,koşan ve ellerini öne uzatarak vücudunun ön kısmını yer ile temas ettiren kurt oyun arayışı içindedir.Oyun esnasında kurtlar birbirlerinin üzerine atlarlar ve oyun olarak ısırılar.Ön ellerini kullanarak diğer üyenin enselerine dokunur ve birlikte yerde yuvarlanırlar.Oyun özellikle yavru¬ların birbirini tanıması ile av yeteneklerinin gelişiminde yarar sağlar.Diğer üye¬lerde ise sürü hiyeyarşisinin yapılanmasını oluşturur.
    Kulaklarını geriye yatıran ve kuyruğunu bacakları arasına alan kurt korkmakta olduğunu gösterir.
    Kulakları ve kuyruğu kalkık pozisyonda, dişlerini gösteren, hırlayan ve vücudu üzerindeki türlerin bir kısmını kaldıran kurt öfkelendiğini gösterir.
    Kuyruğunu yüksek ,kulaklarını dik tutan ve ayakta duran bir kurt diğer üyelere baskın olduğunu göstermektedir.
    Gözlerini kısan ve başını diğer üyeden çeviren kurt kuşkulu ve şüpheli olduğunu beliritir.
    Kurtlar vücut dili ile birlikte seslerini kullanarak da iletişim sağlayabilir.
    Herkes kurt ulumasını duymuştur.Kurtlar sadece dolunaya karşı ulumaz her zaman uluyabilir ancak bu uluma geceleyin daha çok duyulur çünkü kurt sürüsü gece daha aktiftir ve geceleyin sesler daha uzaklara erişebilir..Uluma kurtun di¬ğer üyeler ile heberleşmesini sağlar.Kurtlar diğer sürü üyelerini bulmak,bölgenin dışında kalan üyelere sürünün nerede bulunduğunu belirtmek ve avlanmaya çağrı için ulurlar,bazen bu ulumalar zevk içinde olabilir.Ayrıca kurtlar diğer üyelerin tehlikede olduğunu belirtmek ve ava meydan okumak için havlar¬lar.Hırlama ise kurtun baskın olduğunu ve kavgaya hazır olduğunu göste-rir.Yavrularını çağırmak için kurtlar daha ince sesler çıkartır ve yavrularda ağ-lamaklı bir ses ile annelerini ararlar,anne ise ağlayan yavrularının yanına gide-rek onları sakinleştirir.
    Uluma birkaç saniye ile onbir saniye kadar sürebilir. Uluma genelde sürü üyele¬rinden bazılarının birkaç kere havlamasıyla başlar ve bu kısa havlamayı grup olarak yapılan uzun uluma izler. Kurtlar genelde aynı tonda ulurlar ama bazı zamanlar sık olmasa da bu tonu değiştirirler. Kurtların grup olarak uluması biz¬lere bazen şarkı söylüyorlar gibi gelir. Çünkü bir kurt ulumasını bitirdiğinde di¬ğeri aynen ses sanatçılarının düeti gibi diğer bir üyeye izin verir ve uluma devam eder.Böyle süren bir uluma sanki bir şarkıcının şarkıyı söylemesi ve nakarat bö¬lümlerinin arkadaki grup tarafından seslendirilmesi gibidir.
    Kurtlar yaşadıkları bölgeyi koruma altına alırlar.Kurtların en büyük düşmanları ayılardır.Ayılar kurt inlerindeki yeni doğan yavruları almak için sürüye meydan okuyabilir.Kurtun ayı karşışında fazla bir şansı yoktur.Ancak çok sayıda kurt birleşerek ayıyı öldürebilir.Eğer ayı kurtların savunması karşısında geri çekilir ise kurtlar saldırıya geçmez.
    Üreme ve Yavrular.
    Kurtlar köpeklerden farklı olarak tek eşli yaşam sürerler. Yani bir erkek kurt ömür boyu aynı eş ile yaşar ve çiftleşir. Ancak bu durum nadiren 20-40 % kadar alfa dişi veya erkeğinin sürü üzerindeki hakimiyetini kaybetmesi üzerine veya ölmesi gibi nedenlerden dolayı değişmektedir. Bu anlarda Alfa erkek kurt sürü¬nün yeni baskın dişisi ile çiftleşir. Kurtun yalnızca bir eş ile çiftleşmesi kurt popülâsyonunu dengede tutmak içidir.
    Gebelik süresi 59-63 gün arasında değişir ve bir batında genellikle 4-6 yavru dünyaya gelir. Kurt yavruları aynen köpeklerimizde gözlemlediğimiz evrelerden geçerler. Doğdukları anda son derece savunmasızdırlar ve annelerinin bakımına ve korumasına son derece ihtiyaç duyarlar. Anne inden nadiren dışarı çıkacağı için babanın ve sürü üyelerinin getirdiği et ile beslenir. Yavrular doğdukları anda gözleri ve kulakları tamaman kapalıdır. Doğduktan 12-15 gün içerisinde gözleri açılır, iki hafta sonra yavrular yürümeye başlar. Yaklaşık sekiz hafta içerisinde ise yavrular doğdukları inden dışarı çıkarlar ve sürü yaşamı ile dış dünyayı keş¬fetmeye başlarlar. Yavrular bu anda oldukça savunmasızdırlar ve kartal ile ayılar için av olabilirler.
    Bu güne kadar yavrular anneleri tarafından süt ile beslenir. Dışarı çıkan yavru¬lar birkaç hafta içerisinde et yemeye alışırlar. Köpeklerden farklı olarak, yalnızca anne yavruların bakımından sorumlu olmaz. Köpeklerde çok nadir olarak görülen olay yani babanın yavrular ile ilgilenmesi kurtlarda çok farklıdır. Ailenin bütün fertleri yavruların beslenmesi ve korunmasından sorumludur. Anne-baba ve diğer sürü üyeleri yedikleri etleri kusarak yavruları beslerler. Hatta bir batın önce do¬ğan ve şu an yaklaşık bir yaşına girecek olan yavrular dahi yeni kardeşlerinin beslenmesi ve korunması işini üstlenirler. Bu yaşlarda olan kurtlar "Prolaktin" adlı bir hormon salgılarlar ve bu hormonun etkisi sonucu ebeveyn davranışlar içine girerler.
    Dişi kurt yavrularını in içerisinde doğurur ve yaklaşık sekiz hafta kadar burada bakar. Dişi kurt bu iş için nehir yatağı yakınıları veya kayalık kesimlerin ara¬sında bulunan boşlukları kullanır. Bazen diğer hayvanlar tarafından terkedilmiş inleride kullanabilirler. Güvenli sayılan inler kuşaklar boyu kullanılabilir onbeş yıl aynı ini kullanan aile ile bir in içinde de 738 yıllık kemiğe de rastlanmıştır. Güvenli sayılmayan bölgede ise dişi kurt başka inleri de kullanabilir, böylece yavruların düşmanlar tarafından bulunmasnı ve keşfedilmesini zorlaştırır. İn annenin ve yavruların kısa bir süre tehlikelerden korunarak rahatça yaşıyacağı bir yerdir. Giriş kısmı 50-70 cm genişliğe ve 40-70 cm yüksekliğe sahiptir. İnin uzunluğu yaklaşık 5 mtere kadardır, birden çok girişi olabilir.
    Her yavru gibi kurt yavrularıda oyun oynamayı çok severler ve günün büyük ço¬ğunluğunu oyun oynayarak geçirirler. Yavruların oyunları birbirlerini tanımala¬rını ve sosyal davranışları öğrenmesini sağlar. Yavrular yüzeyde buldukları ke¬mikler veya av kalıntıları ile oynayarak av yeneklerini geliştirir ve av esnasında ne yapılması gerektiğini öğrenmeye çalışırlar. Biraz büyüdüklerinde tavşan gibi küçük hayvanları avlamaya çalışırlar ve bu esnada giderek av kabiliyetlerini geliştirirek sürü içinde varlıklarını hissettirler ve sürü ile birlikte gerçek ava ha¬zır hele gelirler. Yavrular yaklaşık iki yıl sürü ile birlikte sıkı bir bağ ve itaat içe¬risinde yaşarlar. Erişkin hale gelen yavrular eş bulmak ve kendi ailesini yarat¬mak için sürüden ayrılırlar.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Kurtlar ve efsaneler

          Kategori: Genel Kültür

          Konuyu Baslatan: GenceŞair

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1516

    Konu GenceŞair tarafından (07.10.2009 Saat 08:09 ) değiş;tirilmiş;tir.

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş