şahmeran hikayesi‏ http://img98.imageshack.us/img98/6353/sahmeran.jpg -------------------------------------------------------------------------------- Efsaneye göre Şahmaran yüzlerce yıl önce Tarsus'ta yaşayan yılan vücutlu kadın başlı bir kahraman. Bahçesinde insanoğlunu cezbedecek her türlü yiyecek ve ziynet eşyası bulunan Şahmaran kimsenin bilmediği bir yerde insanoğlundan uzakta yerin altında yaşamış, ta ki insanoğlu Camsab tarafından bulunana kadar. Yoksul bir ailenin oğlu olan

Bu konu 4525 kez görüntülendi 1 yorum aldı ...
şahmeran hikayesi‏ 4525 Reviews

    Konuyu değerlendir: şahmeran hikayesi‏

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 4525 kez incelendi.

  1. #1
    Emine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    14.08.2008
    Mesajlar
    20.276
    Konular
    10681
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    13
    Tecrübe Puanı
    100
    @Emine

    Standart şahmeran hikayesi‏

    şahmeran hikayesi‏



    --------------------------------------------------------------------------------

    Efsaneye göre Şahmaran yüzlerce yıl önce Tarsus'ta yaşayan yılan vücutlu kadın başlı bir kahraman. Bahçesinde insanoğlunu cezbedecek her türlü yiyecek ve ziynet eşyası bulunan Şahmaran kimsenin bilmediği bir yerde insanoğlundan uzakta yerin altında yaşamış, ta ki insanoğlu Camsab tarafından bulunana kadar.
    Yoksul bir ailenin oğlu olan Camsab bir gün ormanda bir kuyu dolusu bal bulmuş. Balı çıkarmak üzere kuyuya inen Camsab'ı, bütün balı yukarı çeken arkadaşları aç gözlülükleri yüzünden kuyuda bırakmış. Yalnız başına feryat eden Camsab tam da ümidini kesmişken topraktan iğne deliği büyüklüğünde ışık sızdığını farketmiş. Cebindeki bıçak ile ışığın geldiği deliği büyüten Camsab, ömründe görmediği kadar güzel bir bahçeye girmiş. Bu bahçede dünyada eşi benzeri olmayan çiçekler, ortasında bir havuz ve çevresinde oturaklar ile bir yığın yılan bulunuyormuş. Havuzun başındaki taht üzerinde insan başlı, süt beyaz vücutlu bir yılan Camsab'a kendi diliyle hitap etmiş; 'Hoşgeldin insanoğlu, çevrendekilerden korkma sen bizim misafirimizsin'
    Şahmaran Camsab'a türlü türlü yiyecekler ikram edip kendi ülkesine nasıl ve neden geldiğini sormuş. Camsab hikayesini uzun uzun anlatmış... Camsab'ı dinleyen Şahmaran başını sallayıp 'İnsanoğlu nankördür, hilekardır. Küçücük menfaatleri karşısında muazzam zararlarına razı olur' demiş.
    Şahmaran'ın güvenini kazanan Camsab uzun yıllar bu bahçede yaşamış. Yıllar sonra bir gün Şahmaran'a yaklaşan Camsab, ailesini çok özlediğini söyleyip 'Nolur beni aileme kavuştur' diye yalvarmış. Bunun üzerine Şahmaran kendisini salıvereceğini, ancak yerini kimseye söylemeyeceğine ve asla hamama girmeyeceğine dair söz vermesini istemiş. Çünkü Şahmaran'la karşılaşan her kim olursa hamama gittiğinde vücudu pullarla kaplanırmış. Şahmaran'a söz verip ailesine kavuşan Camsab uzun yıllar verdiği sözde durarak Şahmaran'ın yerini kimseye söylememiş ve hiç hamama gitmemiş.
    Derken bir gün Camsab'ın yaşadığı ülkenin hükümdarı Keyhüsrev hastalanmış. Vezir, hastalığın çaresinin Şahmaran'ın etini yemek olduğunu söylemiş ve herkesin hamama getirilmesini istemiş. Önceleri direnen sonra zorla hamama gotürülen Camsab'ın vücudu hamama girince pullarla kaplanmış. Sonunda da yapılan işkenceye dayanamayarak canını kurtarmak için kuyuyu göstermiş. Hemen kuyunun başına gidilmiş ve Şahmaran dışarı çıkarılmış. Camsab'ı gören Şahmaran 'İşte Camsab nihayet kanıma girdin. Ben insanoğluna itimat edilmeyeceğini biliyordum. Fakat ne çare ki yine aldandım' demiş. Ölüme giderken de Camsab'a 'Beni toprak çanakta kaynatıp ilk suyumu sana içirecekler sakın içme zehirlidir. İkinci suyumu iç gövdemi de hükümdara yedir' demiş Şahmaran'ın söylediklerini harfiyen yerine getiren Camsab ilk suyu vezire içirip ikincisini kendisi içmiş. Etini de hükümdara yedirmiş. Vezir ölmüş hükümdar da kısa sürede iyileşip Camsab'ı veziri yapmış.Efsaneye göre Şahmaran'ın öldürüldüğünü yılanlar bilmemektedir.Tarsus'un, Şahmaran'ın öldürüldüğünü öğrenen yılanlar tarafından basılacağı bilinmektedir.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: şahmeran hikayesi‏

          Kategori: Hikayeler

          Konuyu Baslatan: Emine

          Cevaplar: 1

          Görüntüleme: 4525


  2. #2
    Vuslata Hasret - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    12.10.2009
    Mesajlar
    8.961
    Konular
    4260
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    753
    @Vuslata Hasret

    Standart

    Daha çok güney, orta ve doğu Anadolu resminde, masallarında, hikayelerinde rastlanan akıllı ve iyicil olarak tanımlanan bellerinden aşağısı yılan, üstü ise insan,
    Meran adı verilen doğaüstü yaratıkların başındaki hiç yaşlanmayan, ölünce ruhunun kızına geçtiğine inanılan varlık. Farsça yılanların şahı anlamına gelen “şah-ı meran” dan gelir. Ancak, Şahmeran’a ilişkin tüm efsanevi kayıtlar ve Şahmeran efsanelerine özgü tüm betimlemelerde varlık dişidir. Akdeniz bölgesinin tarsus ilçesinde yaşadığına inanılıyor.
    Şahmeran, gittiğinde “bir cuma günü geleceğim” demiş. Bu efsaneyle bize ne öğretilir? Efsaneler, hiçbir zaman boş değildir. Örnek bir efsane de, “Mersin suyla, Adana yalanla, Tarsus yılanla yok olacak.” diye bir inanç var. Şahmaran, bir çocuğun koyun otlatırken tesadüfen bir çukuru eşip ordan birden büyüyen bir delikten içeri düşmesiyle ortaya çıkmış. Çocuk, irili ufaklı yılanların ortasına düşer. Her ne hikmetse bağıramaz; ama aslında çok korkuyordur. O sırada bir ses ona seslenerek,”Gel, korkma! Ben istemedikçe onlar sana dokunmazlar. Bas üstlerine ve gel.” der. Çocuk, ona doğru gider ve yaklaşır. “Ne arıyorsun burda?” diye sorar Şahmaran. O da, “Kuzum kayıptı. Onu ararken dinleneyim dedim ve bir delikle oynarken buraya düştüm.” der. Şahmeran, elini çocuğun sırtına vurup, “Gözlerini kapat!” der ve açtığında çocuk yeryüzünde bulur kendini. Sonra eve gelir ve kimseye anlatmaz. Fakat çocuk, üçüncü gün duş alırken, sırtında beyaz-kara renklerin çıktığını fark eder. Giderek yılana benzer cilt rengi ve anlatır annesine. 1 hafta sonra da ölür.
    Diğer bir anlatışa göre de, Şahmaran’ı bir çoban bulur; ama kimseye bahsetmez Fakat birgün iki arkadaşına bahsetmek zorunda kalır. Çünkü sırtında izler çıkmıştır. Ve dilden dile dolaşır. Derken birgün o yörenin hükümdarı hastalanır. Hekimler ne yaparlarsa çare bulamazlar. Bir bilgine danışırlar. O da, “Şahmaran’ın kanını içmeniz gerek; ama şahmaran başı kesilerek ölmesi gerek.” der. Onlar da, “Peki onu nasıl bulacağız?” derler. O da, “Onu bir delikanlı biliyor, görmüş. Onu bulsanız, Şahmeran da bulunur.” der. “Peki nasıl bulacağız?” sorusuna da,”Onu gören her kimse, Şahmeran onda mutlaka bir iz bırakmıştır.” der. Şahmeran ise, gence “Sakın ha, yerimi kimseye söyleme!” diye tembihlemiştir. Şahmeran, çocuktaki mertliği görmüştür zaten ve eklemiştir, “Söylediğin gün, sen ölürsün.” demiştir. Askerler, her tarafta bu genci ararlar. İnsanları soyarlar tek tek. Derken çocuğu bulurlar. Sırtındaki işaretten anlarlar. Türlü işkencelere maruz kalan çocuk, konuşmak zorunda kalır. Askerler arkada, çocuk önde, o korkunç esrarengiz mağaraya benzer kapıya gelirler. Ama ne var ki askerler, içeri giremezler. Bir ürperti sarar içlerini. Çocuk, kendisi gider şaşkın bakışlar önünde. Şahmaran, “Neden geldin?” der. Çocuk, “Evet, ama mecburen geldim, işkencelere dayanamadım.” der. Şahmeran da, “Korkma, biliyorum.” der ve çocuğa kılıç verir. “Önce başımı kes, beynimi sen ye. Kalbimi sök, göm. Kanımı da bırak o aptal içsin.” der. Çocuğa cesaret verir ve çocuk bunları yapar. Kral, şahmeranın kanını içer içmez ölür. Çocuksa müthiş bir zekaya kavuşup Lokman Hekim olur ve ilerde de ölüme çare bulacaktır.

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş