Yalvararak ve sızlayarak dua etmek ibâdetlerin cümlesindendir. Peygamberimiz buyurur ki: "Dua, ibâdetin özüdür." Bunu şunun için buyurmuştur: İbâdetten maksat kulluktur. Kulluk da, kulun kendi acizlik ve zayıflığını, Allah'ın azametini düşünmekle olur. Duada bunların ikisi de vardır. Dua ne kadar tazarruya yakın ise o kadar evlâ olur. Öyle ise duada sekiz edebe riâyet edilmelidir.
1 Kıymetli vakitlerde dua etmeye çalışmalıdır. Arefe günü, Ramazan ayı, cuma günü, seher vakti ve gece yarısı gibi.
2 Kıymetli halleri gözetmelidir. Muharipler saf bağlayıp savaştıkları, yağmur yağdığı, farz namazların kılınacağı haller gibi. Zira hadiste gelmiştir ki: "Bu hallerde rahmet kapılan açık olur." Ve yine ezan ve kamet arasında; oruçlu olup iftar açarken; ve kalbinde incelik hissettiği hallerde. Zira kalpte hissedilen incelik, rahmet kapısmm açık olduğuna delildir.
3 Dua ederken iki elini açmalı ve dua sonunda yüzüne sürmelidir. Zira hadiste gelmiştir ki: "Allah, kaldırılan eli boş çevirmekten kerimdir (yani boş çevirmez)." (Ebu Davud - Neseî) Peygamberimiz buyurur ki: "Dua eden üç şeyden boş kalmaz; ya günahı afvolur, ya o anda ona bir-şey (hayır) verilir, ya da gelecekte ona birşey verilir."
4 Duada tereddüt etmemelidir. Belki yapılan duanın muhakkak kabul olacağı kanaatmda olmalıdır. Zira Peygamberimiz buyurur ki: "Yaptığınız duanın mutlaka kabul olacağına inanın." (Müslim - Buharî).
5 Duayı sızlayarak tazarru ve kalp huzuru ile yapmalıdır. Zira hadiste gelmiştir ki: "Gafil kalbin duası asla dinlenmez."
6 Duada ısrar edip tekrar tekrar etmelidir, devam etmeli, terket-memeli ve "ne kadar dua ettim, kabul olmadı" dememelidir. Zira duanın kabul zamanını ve hayırlısını Allah bilir. Duası kabul olunca, bu duayı okumalıdır: "iyi nimetlerini tamamlayan Allah'a hamd olsun." kabul geç olursa, "Her hal-ü kârda Allah'a hamd olsun." demelidir.
7 Önce teşbih edip ve sonra da salâvât getirmelidir. Peygamber Efendimiz duadan önce bu duayı okurdu: "Sübhane Rabbiye aliyyil alâl-vehhâb." (Ahmed, Hakim). Peygamberimiz buyurur ki: "Dua etmek isteyen, önce bana salâvat getirsin. Zira bu takdirde, sâlâvat sayesinde duası muhakkak kabul olur. Allah duanın bir miktarını kabul edip diğerini reddetmekten kerimdir." (Hâkim).
8 Tevbe edip her türlü zulümden zimmetini kurtarmalıdır ve kalbini tamamen Allah'a bağlamalıdır. Zira reddolunan duaların çoğu kalplerin gafletinden ve günahların zulmetindendir.
Ka'bû'l-Ahbar diyor ki:
Benî israil zamanında çetin bir kıtlık oldu. Musa ümmetiyle üç defa yağmur duasma çıktı. Kabul edilmedi. Bunun üzerine vahiy geldi ki:
"Ey Musa, sizin içinizde bir koğucu (söz taşıyan) vardır. O, sizin aranızda olduğu müddetçe duanız kabul olmaz." Musa:
"Allahım! O söz taşıyan kimdir? Onu aramızdan çıkaralım." Allah buyurdu ki:
"Ben koğuculuğu yasakladığım halde kendim nasıl yaparım." Bunun üzerine Musa o cemaata,
"Hepiniz koğuculuktan tevbe edin." dedi. Hepsi tevbe edince, Allah'ın emriyle yağmur yağmaya başladı.
Mâlik bin Dinar diyor ki:
Benî israil'de bir yıl şiddetli kıtlık oldu. Çok defa yağmur duasına çıkıp hacet dilediler. Kabul olmadı. Sonra o zamanın peygamberine vahiy geldi de, onlara bildirdi: "Bu pis bedeninizle, haramdan dolmuş karınla, haksız kanlara bulaşmış ellerle dışarı çıktınız. Böyle dışarı çıkmakla size gazabım arttı, benden uzaklaştınız, duanızın kabul olması nerde kaldı?...
alinti