http://img172.imageshack.us/img172/922/ottomangelinlikyt2.jpg Türk Giyim Kültürü Kendine has özellikleri olan osmanlı gelinlikleri nasıldı?Eskiden gelinlik anlayışı günümüzden biraz farklı.Osmanlı geleneği bağlı olarak simli, pullu, işli giysiler ayıp sayıldığından genç kızlar, genellikle sade elbiseler giyerlerdi. http://img108.imageshack.us/img108/734/osmanligelinliksimlipulla0.jpg

Bu konu 2601 kez görüntülendi 1 yorum aldı ...
Türk Giyim Kültürü 2601 Reviews

    Konuyu değerlendir: Türk Giyim Kültürü

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 2601 kez incelendi.

  1. #1
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart Türk Giyim Kültürü


    Türk Giyim Kültürü

    Kendine has özellikleri olan osmanlı gelinlikleri nasıldı?Eskiden gelinlik anlayışı günümüzden biraz farklı.Osmanlı geleneği bağlı olarak simli, pullu, işli giysiler ayıp sayıldığından genç kızlar, genellikle sade elbiseler giyerlerdi.





    Giyim, insanların tabiat şartlarından korunmak amacıyla örtünme ihtiyacından doğmuştur. Başlangıçta basit bir şekil sergileyen örtünme, insanların gelenekleri ve ferdî zevklerinin sonucu gelişmiştir.

    Türk giyim ve kuşamı; uzun geçmişi, yayıldığı geniş coğrafî alanı, kültür etkileşimi ve inanç sistemlerinin etkisi ile oluştu. Bu değişim içerisinde tüm dönemlerde kadının en önemli tören giysisi, hiç kuşkusuz gelinlik oldu. Gelinlik için seçilen model, renk, kumaş değişse de amaç hep aynı kaldı.

    Osmanlı geleneği gereği, simli, pullu, işli giysiler, ayıp sayıldığından genç kızlar, genellikle sade elbiseler giyerdi. Kadınların süslü giyinebilmelerinin yolu; evlilikle başladığından, ilk gösterişli elbise olan gelinlik, her zaman önemli bir giysi oldu ve gelinin diğer kadınlardan farklılığını belirtmesi açısından da önemsendi. Gelini diğer kadınlardan farklı kılan, gelinliğin yanı sıra gelinliği tamamlayıcı gelin başı, duvağı ve aksesuarlarıydı.

    Dönem modasını yansıtan çok pahalı kumaşlardan yapılan gelinlikler, gösterişli ve süslüydü. Saray, hanedanlık rengi olarak kırmızı rengi benimserken, halk kırmızının yanı sıra mor, mavi, pembe gibi canlı renkleri tercih ediyordu. Gelinin yüzünü örten duvak, kırmızı idi. 1870’lerden sonra Batı etkisiyle daha açık renkte gelinlikler giyilmeye başlandı. Beyaz kumaştan gelinliği, ilk kez 1898'de Kemalettin Paşa ile evlenen II. Abdülhamit'in kızı Naime Sultan giydi. Sarayda başlayan ve zamanla yaygınlaşan beyaz gelinlik, 20. yüzyılda vazgeçilmez oldu.

    Osmanlı devrine ait kadın giyimi ve gelinliği, yaşanılan hayat tarzına paralel saray, şehir ve kırsal kesim gibi grupların kendilerine özgü kuralları, gelenek ve göreneklerine göre kullanılan değişik boya, dokuma, işleme ve modellerle zenginleşti. Osmanlılarda düğünün kaç gün süreceği, evlenenlerin sosyal statülerine göre değişim göstermekteydi. Düğünün her gününde farklı bir kıyafet giyilirdi. Kına gecesinde ve gerdek günü için farklı kıyafetler, gerdek ertesinde ise, 'paçalık' tabir edilen bir kıyafet giyilirdi.

    Kadınların başlıca giyim eşyaları; şalvar, hırka, gömlek, entari ve kaftanlardı. Şalvarla giyilen entariler, Türk kadın giyiminin en eski örneklerini teşkil eder. Peşli entari, belden aşağı doğru etek kısımları genişletilerek biçimlenir. 18. yüzyıl başlarından itibaren bu entarilerin yaka açıklığı, kol kesimi, etek boyu, elbisenin bedene oturması gibi model değişiklikleri, 19. yüzyıl ortalarına kadar etkili oldu.

    19. yüzyılın başlarında üç etek ve dört etek denilen modeller, gözde oldu. Üç etekler; yanları yırtmaçlı, önü açık, belden birkaç adet düğmeli, boyu yere kadar olan entarilerdir. Üç etek, 1875'lere kadar etkiliydi ve kırsal kesimlerde 20. yüzyıla kadar kullanıldı. 1867'de Sultan Abdülaziz'in Avrupa seyahati dönüşünden sonra üç etek ve şalvarlara gençlerin rağbeti azaldı, iki etek entari modası görülmeye ve Batı modasının etkisi hissedilmeye başlandı.

    Entarilerin dört peşli, dolama, topuk döven, kumru yaka, hâkim yaka, çantalı, kutu içi gibi değişik adlarla anılanları vardı.

    Bu entarilerden sadeleri günlük, ağır işlemelileri düğün, tören kıyafetleri ve gelinlik olarak kullanılırdı. Bu entariler; umumiyetle kadifeden yapılmış, baştan geçmeli, beden kısmı vücuda göre olan uzun giysilerdir.

    Yakası yuvarlak ve önü bele kadar açıktır. Yakanın açığından, içe giyilen helâli gömlek görünür. Bu entari ile başa krep veya yemeni örtülür, bele gümüş kemer takılır.

    19. yüzyılın başlarında çoğunlukla mor ve bordo kadifeden yapılan, üzerine dival işi tekniğinde sırma ile çeşitli bitki motifleri işlenen ve “bindallı” adı verilen elbiseler, gelinlik ve tören kıyafeti olarak tercih edildi. Kırsal kesimde, aynı tarz işleme ve kumaşlar kullanılarak şalvar, ceket olarak giyilirdi.

    II. Abdülhamit döneminden itibaren büyük şehirlerde bindallı elbiseler yerini, Batı etkisindeki uzun etek ve ceketten oluşan takımlara bıraktı. Etek-ceketler; atlas, tafta ve münakkaş gibi ipekli kumaşlardan yapılırdı. Atlas kumaşa bindallı tarzında yapılan ve oldukça uzun kuyruklu olan etek ve korsajlı ceketler, ilk örnekleri oluşturmuşlardır. Bu gelinlikler, daha sonraları yerlerini, tafta ve sim dokumalı ipekli kumaşlardan yapılan uzun, kloş etekli, korsajlı, balenli, vücudu saran, üstlü, pelerinli kıyafetlere bıraktı. Bu giysilerle krep oyalı baş örtüleri, renk ve işlemeye uygun olarak, diz hizasında ve bele oturan içi kürklü kadife mantolar olarak kışın giyilirdi. Giysinin aynı rengi ve işlemesine uygun olarak kumaş ya da deri ayakkabı ve çantalar kullanılırdı. Giysilerdeki batılılaşma, ayakkabı modellerine de yansırdı.

    Osmanlı dönemindeki genç kızların hayallerini süsleyen gelinlikler, bugünün genç kızlarının da düşlerini zengin kılacak nitelikte.












    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Türk Giyim Kültürü

          Kategori: Türk Kültürü

          Konuyu Baslatan: Dygsuz

          Cevaplar: 1

          Görüntüleme: 2601


  2. #2
    Yaver ARANCI - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    25.10.2008
    Mesajlar
    298
    Konular
    108
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    593
    @Yaver ARANCI

    Standart

    Genel itibari ile erkeklerimiz ve hanımlarımız vücut hatlarını yansıtmayan, geniş kıyafetleri tercih etmişler. Farklı budunlar ile yaşadıkça renk ve desenlerini değiştirseler de bugün bile birçok Türk bu kurala uygun giyinmektedir.

    Genelde bugün olduğu gibi geçmişte de ölümüş kişilere kefen giydirilerek gömmüşler.
    İnsan TEK başına hayal eder, TEK başına acı çeker, TEK Başına Ölür. Henry Frederic Amiel

Giriş

Giriş