SOĞUK ALGINLIĞI VE GRİP Soğuk algınlığı boğaz ve burunda gelişen bir enfeksiyondur. Bulaşıcı bir hastalıktır. çocuklarda ve özellikle bebeklerde görülen soğuk algınlığı çok ciddiye alınmalıdır. Çocuğunuzda soğuk algınlığı belirtilerinin yanında kırmızı lekelerde çıkarsa kızamık ya da kızamıkçık geliyor olabilir. Eğer çocuğunuzun ateşi 39 dereceden yüksekse , hırıltılı ve hızlı soluyorsa , kulak ağrısı ve öksürüğü varsa , yutkunma güçlüğü çekiyorsa 3-4 gün devam ederse doktorunuzu arayın.

Bu konu 3434 kez görüntülendi 10 yorum aldı ...
Çocuk Bakimi 3434 Reviews

    Konuyu değerlendir: Çocuk Bakimi

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 3434 kez incelendi.

  1. #1
    Doktor Amca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    4.252
    Konular
    1062
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    100
    @Doktor Amca

    Standart Çocuk Bakimi

    SOĞUK ALGINLIĞI VE GRİP

    Soğuk algınlığı boğaz ve burunda gelişen bir enfeksiyondur. Bulaşıcı bir hastalıktır. çocuklarda ve özellikle bebeklerde görülen soğuk algınlığı çok ciddiye alınmalıdır. Çocuğunuzda soğuk algınlığı belirtilerinin yanında kırmızı lekelerde çıkarsa kızamık ya da kızamıkçık geliyor olabilir.

    Eğer çocuğunuzun ateşi 39 dereceden yüksekse , hırıltılı ve hızlı soluyorsa , kulak ağrısı ve öksürüğü varsa , yutkunma güçlüğü çekiyorsa 3-4 gün devam ederse doktorunuzu arayın.

    Gelelim gribe : Çocukların en çok yakalandıkları hastalıklardan biridir grip. Çocuğunuz büyüdükçe virüslerin birçoğuna karşı dirençleri artacaktır. Yükse ateş , baş ağrısı ,titreme ,burun akıntısı gibi belirtileri vardır. Yüzlerce farklı virüsten oluşur. Her iki üç yılda bir insanların henüz bağışıklık geliştirmedikleri bir virüs ortaya çıkararak salgın yapar.


    Çocuk Psikolojisi

    Son yıllarda çocuk psikolojisi ebeveynler tarafından önemsenmeye başlasa da halen bir psikoloğa gitmek bir çok insan için, tabu olma özelliğini koruyor. Anne-babalar çocuklarını psikoloğa götürmek için defalarca düşünüyor, sorunları çözmek için çeşitli yöntemleri deniyor ve en son çare olarak bir psikoloğa başvuruyor. Psikoloğa gitmeye karar verene kadar sorun iyice ilerliyor, bu da çözüme ulaşmayı güçleştiriyor. Pek çok aile, ilkokuldan itibaren çocuklarının eğitimi için ciddi bir bütçe ayırıyor, oysa çocuklar için yapılacak yatırımın en büyüğü ilk 6 yılda yapılmalı, çünkü kişilik gelişiminin yüzde yetmişbeşi okul öncesi dönemde tamamlanıyor. Bu dönemlerden sonra çocuğunuzu daha iyi koşullarda yaşatabilirsiniz, ama daha sağlıklı ve mutlu, daha güvenli ve sosyal, daha zeki ve kendini geliştiren bir insan olmasına katkınız çok azalır.

    Hangi durumlarda psikoloğa gidilmeli?

    Aileler psikologlara çocuklarıyla ilgili aşağıdaki durumlar için başvurabilir.

    · Gelişim kontrolü için
    · Davranış ve uyum bozuklukları, hastalıkların tedavisi, sakatlıklar için
    · Aile ile ilgili sorunlar ve yaşam değişiklikleri için
    · Psikolojiyle ilgili sorulara yanıt için


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Çocuk Bakimi

          Kategori: Çocuklar için

          Konuyu Baslatan: Doktor Amca

          Cevaplar: 10

          Görüntüleme: 3434

    Ben dostlarımı ne kalbimle ,
    Ne de aklımla severim...
    Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur...
    Ben dostlarımı ruhumla severim...
    O , ne durur... Ne de unutur...


    Axtardim men seni yuxularimda..
    seninle sensiz oldum xeyallarimda..
    ömür yollarimiz ayri olsada...
    bir ömür yasadim bakislarinda...

  2. #2
    Doktor Amca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    4.252
    Konular
    1062
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    100
    @Doktor Amca

    Standart

    Gelişim kontrolü
    Psikoloğa gitmek için çocukların herhangi bir sorun yaşamasını veya bir hastalık, davranış bozukluğu geliştirmesini beklemek yanlıştır. 0-6 yaş döneminde çocukları, gelişim kontrolü yaptırmak için düzenli aralıklarla bir uzmana götürmek gerekir. Gelişim kontrolü seanslarına psikoloğun da onayıyla, anne-babalar, çocuk bakıcıları veya çocukla ilişkide olan diğer aile büyükleri de katılabilir. Gelişim kontrolleri sayesinde anne-babaların edinecekleri bilgiler aşağıdaki gibidir;

    · Çocuğunuzun gelişiminin normal olup olmadığını öğrenirsiniz. Gelişim kontrolü seanslarında çocukların gelişimleri 5 grupta incelenir; fiziksel, hareket, dil, sosyal-duygusal, zeka gelişimi.
    · Geriden gelen gelişim alanlarını ve bu alanları desteklemek için yapmanız gerekenleri öğrenmiş olursunuz. Psikoloğunuz size bu alanı geliştirmenizi sağlayacak egzersizler, oyun ve oyuncaklar önerecektir. Örneğin, siz çocuğunuzun konuşma problemi olduğunu ancak 18. ayda farkedebilirsiniz, ancak bir psikolog bunu 8-10 aylar arası farkedip, dil gelişimini destekleyici egzersizlere ağırlık vermenizi sağlayabilir. Bu şekilde sorunlar çıkmadan önleyebilirsiniz.
    · Çocuğunuzun gelişimini desteklemek için neler yapabileceğinizi öğrenirsiniz.
    · Çocuğunuzun zayıf ve güçlü yönlerini, eğilimlerini ve bunları geliştirme yollarını öğrenirsiniz.
    · Çocuğunuzla sağlıklı iletişim kurmayı öğrenirsiniz.
    · Farkına varmadan yaptığınız hataları görme ve düzeltme olanağı bulursunuz.
    · Çocuğunuzla oyun oynamayı ve ona herhangi bir şeyi doğru yöntemlerle öğretmeyi öğrenirsiniz.
    · Spor, sanat veya bilimin herhangi bir dalına çocuğunuzu sağlıklı bir şekilde yönlendirmeyi öğrenirsiniz.
    · Yaşına göre hangi oyun ve oyuncakları tercih etmeniz gerektiğini öğrenirsiniz.
    · Çocuğunuzun içinde bulunduğu dönemle ilgili gerekli bilgileri ve bu dönemlerde dikkat etmeniz gereken konuları öğrenirisiniz. Örneğin; 8 ay civarı yabancılardan korkma, 12 ay civarı özgürlüğünü ilan etme, 18 ay civarı tuvalet eğitimine hazırlık vb.
    · Ortaya çıkabilecek olası uyum ve davranış bozuklukları ve hastalıkları hızla teşhis edebilme, önlem alabilme ve tedaviye başlayabilme olanağı bulursunuz.

    Gelişim kontrollerine başlamak için en ideal dönem 6-8 aylar arasıdır. Psikologlar gelişim kontrollerini farklı periyotlarla yapabilirler. Çocuğun gelişimine göre seanslar daha sık yapılabilir. Ancak gelişimi normal çocuklar için genellikle aşağıdaki program yeterli olmaktadır.

    6 - 36 ay arası 2 ayda bir görüşme
    3 yaş - 6 yaş arası 4 ayda bir görüşme
    Ben dostlarımı ne kalbimle ,
    Ne de aklımla severim...
    Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur...
    Ben dostlarımı ruhumla severim...
    O , ne durur... Ne de unutur...


    Axtardim men seni yuxularimda..
    seninle sensiz oldum xeyallarimda..
    ömür yollarimiz ayri olsada...
    bir ömür yasadim bakislarinda...

  3. #3
    Doktor Amca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    4.252
    Konular
    1062
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    100
    @Doktor Amca

    Standart

    Davranış ve uyum bozuklukları, hastalıklar, sakatlıklar
    Aileler, yaygın gelişimsel bozukluklar, cinsiyet anomalileri ve kromozomal bozukluklar için psikologlara başvurabilir. Örneğin, otizm, hiperaktivite ve dikkat dağınıklığı, down-sendromu, zeka geriliği, konuşma bozuklukları, öğrenme güçlükleri gibi hastalıkların tedavisinde psikologlardan yardım alınabilinir. Bu hastalıklarda tıbbi tedavi gerekliyse, psikologlar destek tedavi programlarını yürütürler. Bunun dışında bu hastalıkların tanısının konamadığı durumlar olabilir, ancak çocuğun hastalığa eğilimi vardır; bu durumlarda tıbbi tedavi uygulanamaz ama bir psikologla düzenli çalışarak, egzersiz yapılarak sorunu tamamen çözmek veya sorunun ilerlemesini engellemek mümkün olabilir.

    Kaza sonucu ve doğuştan olan sakatlıklarda da, tıbbi tedavilerin yanı sıra, psikolojik destek almak hem tedaviye uyumu artırır, hem de çocuğun ve ailenin sorunla başaçıkmasını kolaylaştırır. Bu tür sakatlıklara örnek olarak, körlük, sağır ve dilsizlik, ortopedik sakatlıklar, ağır konuşma bozuklukları vb. Verilebilinir.

    Uyum sorunları ve davranış bozukluklarının tedavisinde çoğunlukla psikolojik yardım tek başına yeterli olmaktadır. Bu sorunlar çok yaygındır ve bir çok aile bunları yardım almayı gerektirir bir sorun olarak görmez. Anne-babalar genellikle, bu tip sorunların kendiliğinden geçmesini bekler veya sorunu gidermek için o kadar sağlıksız yöntemler dener ki, sorun yer değiştirerek başka bir forma girer veya büyüyerek çözülemez hale gelir. Uyum ve davranış bozukluklarına örnek olarak aşağıdaki sorunları sıralayabiliriz;

    - Gece korkuları
    - Fobiler
    - Kaygı bozukluğu
    - Parmak emme (bebeklik dışında)
    - Tırnak yeme
    - Öfke ve saldırganlık
    - Altını ıslatma
    - Dışkı kaçırma veya tutma
    - Kekemelik
    - Tikler
    - Yalan söyleme
    - Çalma
    - Kardeş kıskançlığı
    - Cinsel sorunlar ve mastürbasyon
    - Yeme bozuklukları
    - Uyku bozuklukları
    - İçe kapanıklık
    - Aşırı inatçılık

    Ailelerin bu sorunları çözmede yaptıkları en büyük yanlışlardan biri sorunu ortadan kaldırmaya çalışmaktır. Oysa, soruna yol açan sebebi ortadan kaldırmak gerekir. Yoksa sorun ya büyüyerek veya yeni bir sorun olarak bir süre sonra yeniden ortaya çıkar. Örneğin tırnağını yiyen bir çocuğu baskı yoluyla veya çeşitli cezalarla bu alışkanlığından vazgeçirebilirsiniz, ancak tırnak yeme alışkanlığına yol açan duygusal sebepler ortadan kalkmadıkça sorun tekrarlar veya çocuk altına kaçırma vb. Gibi yeni bir sorun geliştirir.
    Ben dostlarımı ne kalbimle ,
    Ne de aklımla severim...
    Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur...
    Ben dostlarımı ruhumla severim...
    O , ne durur... Ne de unutur...


    Axtardim men seni yuxularimda..
    seninle sensiz oldum xeyallarimda..
    ömür yollarimiz ayri olsada...
    bir ömür yasadim bakislarinda...

  4. #4
    Doktor Amca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    4.252
    Konular
    1062
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    100
    @Doktor Amca

    Standart

    Aile ile ilgili sorunlar ve yaşam değişiklikleri

    Boşanma, aile bireylerinden birinin ölümü, bakıcının değiştirilmesi, şehir veya ev değişikliği, okula başlama, kreşe başlama, kardeş doğumu ve annenin işe başlaması gibi yaşam değişiklikleri çocuklar için önemli duygusal sorunlara yol açabiliyor. Yetişkinler gibi, çocuklar da bu tip değişimlerden farklı düzeylerde etkilenebiliyorlar. Bu değişimlerden önce psikoloğa başvurarak çocukların bu değişime hazır olup olmadıklarıno öğremekde ve hazır değillerse bu olayların çocuklara nasıl anlatılabileceği konusunda danışmakta yarar vardır. Özellikle boşanma ve kardeş doğumu konularında mutlaka birkaç seanslık danışmanlık alınması gerekir; birçok çocuk bu değişimlerden çok etkilenmektedir.

    Psikolojiyle ilgili sorulara yanıt

    Aileler çocuklarının psikolojilerine zarar vermeden bazı basit sorunları çözebilmek için de psikologlara başvurabilirler. Bu sorunların bir kısmı basit önerilerle giderilebilir. Sağlıksız yöntemlerle çözüldüğünde ise yukarıda sayılan uyum bozukluklarına veya duygusal sorunlara yol açabilir. Sorunların hepsinin çocukluk çağlarında ortaya çıkmadığını, çocukluk dönemlerinde yaşanan olayların ve sağlıksız eğitim yöntemlerinin ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde ortaya çıkan sorunlara zemin hazırladığını da unutmamak gerekir. Ailelerin yanıtlarını merak ettiği sorulara aşağıdaki örnekler verilebilir;

    - Çocuğumu kreşe hangi yaşta göndermeliyim?
    - Başını duvara vuruyor, nasıl engel olabilirim?
    - Yüzümüze vuruyor, bu davranışından nasıl vazgeçirebilirim?
    - Çok inatçı, her dediği yapılsın istiyor, ne yapabilirim?
    - Yatağını ne zaman ayırmalıyım?
    - Bana çok düşkün, onu kendimden nasıl uzak tutabilirim?
    - Ders çalışmayı sevmiyor, nasıl ders çalışmasını sağlayabilirim?
    - Okula gitmek istemiyor, ne yapmalıyım?
    - Kardeşine vurmasını nasıl engellerim?

    Psikologlarla ilgili yanlış bilgiler

    Psikologların herkese uygulanabilen hazır reçeteleri vardır.
    Psikologların sihirli değnekleri vardır; bir seansta sorunları ortadan kaldırırlar.
    Psikologlara herşeyi anlatmaya gerkek yoktur, ailelerin sırlarını paylaşmaları gerekmez.
    Psikolağa gitmek için hastalık geliştirmek gerekir.
    Psikologlara sadece tedavi amacıyla gidilir, bir sorun yoksa ve herşey yolundaysa gidilmez.
    Psikologlara danışmanlık ve kontrol amacıyla gidilmez.
    Psikologlar sizin farkedemediğinizi farkedemez; sizin çocuğunuzu sizden daha iyi tanıyamaz.
    Ben dostlarımı ne kalbimle ,
    Ne de aklımla severim...
    Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur...
    Ben dostlarımı ruhumla severim...
    O , ne durur... Ne de unutur...


    Axtardim men seni yuxularimda..
    seninle sensiz oldum xeyallarimda..
    ömür yollarimiz ayri olsada...
    bir ömür yasadim bakislarinda...

  5. #5
    Doktor Amca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    4.252
    Konular
    1062
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    100
    @Doktor Amca

    Standart

    Çocuklarda İştahsızlık

    İştahsızlık, çocuğun ağız yoluyla beslenmesinde karşılaşılan/yaşanan isteksizlik durumudur. Söz konusu isteksizlik nedeniyle çocuğun yeterli ve dengeli beslenmesi zorlaşır. Bu nedenle de iştahsızlık beslenmeyle ilişkili pek çok durum için risk doğurur ve önemli sorunlar ortaya çıkar. İştahsızlık çocukluk yaş grubunda anne-babalar tarafından en çok dile getirilen ve doktorların en sık karşılaştıkları bir durumdur.
    İştahsızlık çoğu zaman, gerçek bir şikayet değildir!
    Anne-babalar özellikle de anneler, kendilerinin uygun gördüğü miktarda yiyecek tüketmeyen çocukları için “iştahsız” kararını verebiliyorlar. Burada önemli olan anne-babalar tarafından dile getirilen bu şikayetin, göreceli mi yoksa gerçek mi olduğunun ortaya konmasıdır. Bu amaçla kullanılabilecek en iyi yöntem, çocuğun sağlıklı sınırlarda büyümesini sürdürüp sürdürmediğinin kontrol edilmesidir. Eğer iştahsız çocukta büyüme geriliği gelişmişse sorun önemlidir, mutlaka nedenlerinin araştırılması ve tedavi edilmesi gerekir
    İştahsızlık şikayetiyle doktora başvuran her çocuğun beslenme becerileri, besin tercihleri, anne-baba ilişkisi, aile içi etkileşim sabırla irdelenmeli ve en uygun çözüm
    hep birlikte üretilmeli. Organik bir hastalık tespit edilmişse, doktor öncelikle bunu tedavi etmeli. Süt çocukluğu ve erken çocukluk yaş gruplarında en önemli ve en sık neden, bozulmuş anne-çocuk ilişkisi ve yanlış davranış modellerinin benimsenmesidir. Anne-babalar öncelikle kendi davranışlarını, tepkilerini irdelemeli, doğru modelleri benimsemelidir.
    Ben dostlarımı ne kalbimle ,
    Ne de aklımla severim...
    Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur...
    Ben dostlarımı ruhumla severim...
    O , ne durur... Ne de unutur...


    Axtardim men seni yuxularimda..
    seninle sensiz oldum xeyallarimda..
    ömür yollarimiz ayri olsada...
    bir ömür yasadim bakislarinda...

  6. #6
    Doktor Amca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    4.252
    Konular
    1062
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    100
    @Doktor Amca

    Standart

    İştahsız çocuk ne zaman doktora danışılmalıdır?

    İştahsızlık bir aydan uzun sürüyorsa, çocuk kilo kaybederse, son 3-6 ayda kilo almadıysa, boyu uzamıyor veya yetersiz uzuyorsa, kilo ya da boyda persentil (boy ve ağırlık değerleri) kaybı olduysa, hastalık belirtileri varsa, besinleri öğürüp kusuyorsa uzmanına danışılmalıdır. Ayrıca kilo kaybı, ateş, ağrı, yutma güçlüğü, karın ağrısı, sık ateşlenme, tekrarlayan öksürük, ishal, kabızlık, düşük doğum ağırlığı hikayesi varsa veya gelişirse yine çocuğun uzman tarafından değerlendirilmesi gerekir.

    Çocuk, yemek istemediği zamanlarda ne yapılmalı?

    Çocuk yemek istemediği zaman anne-baba buna duygusal ve/veya eylemsel olarak abartılı tepkiler göstermemeli. Diğer bir ifade ile, anne-baba bu nedenle çocuğun ilgisini çekebilecek davranışlar göstermemeli. Çocuk bu nedenle anne/babanın ilgisini çektiğini öğrenmemeli. Daha sonra sadece ilgi çekebilmek için bile besin reddine başvurabilir. Yemek istemeyebilir. Anne-baba kararlı ve dikkatli olmalı, bu durumun yanlış davranış modeline dönüşmesine yol açmamalı.

    Anne-babalara öneriler
    1. Her öğün için uygun-makul bir süre belirleyin.
    2. Öğün kuralları oluşturun.
    3. Daima az-makul miktarda porsiyonlar verin.
    4. Sofrada sohbet edin ve buna çocuğunuzu da dahil edin.
    5. Masadaki davranışlarını sık sık övün.
    6. Belirlenen kuralların üçüncü defa bozulması durumunda kuralları tekrar belirleyin.
    7. Süre bitiminde yemeği sonlandırın.
    8. Son yemeğini bitirmezse, tatlı veya kola vermeyin. Bunu cezalandırmak amacıyla yapmayın. “Tatlı, yemekten sonra yenir” gibi bir açıklama en uygun olanıdır. Yemek yenmediğine göre tatlı da doğal olarak yenemiyordur. Burada çocuğa mesaj verilmiş ama cezalandırılma söz konusu olmamıştır.
    9. “Atıştırma-abur/cubur” alımını kurala bağlayın ve sınırlayın.
    10. Daima, masada yemek yedirin.


    İştahsızlığa karşı pratik yaklaşımlar

    - Daima morali iyi iken yemek verin.
    - Hangi öğünde daha iştahlı ise, bu öğünü dikkatli değerlendirin.
    - Öğünlerden önce yürüyüşe çıkarın. Açık hava acıktırır ve iştahı açar, bağırsak hareketliliğini arttırır.
    - Yemek ortamını temiz ve düzenli tutun.
    - Tabakların renkli ve sevimli olmasını tercih edin.
    - Küçük tabak kullanın. Eğer daha fazla yemek yemek isterse ikinci tabağı verin. Çocuğun tabağına çok fazla besin koymayın. Gözünü korkutmayın. Tabağına konan yemeği bitirmesi onun da moralini yükseltecek, kendini iyi hissetmesini sağlayacaktır.
    - Yavaş ve çok çiğnemesini destekleyin.
    - Yemeği ılık tutun.
    - Gece yatarken bir şeyler yemek istiyorsa, kaloriden zengin besinleri tercih edin.
    - Düşük kalorili yiyecekleri kısıtlayın. İştahı kapatabilirler.
    - Boş kalori kaynaklarını azaltın.
    Ben dostlarımı ne kalbimle ,
    Ne de aklımla severim...
    Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur...
    Ben dostlarımı ruhumla severim...
    O , ne durur... Ne de unutur...


    Axtardim men seni yuxularimda..
    seninle sensiz oldum xeyallarimda..
    ömür yollarimiz ayri olsada...
    bir ömür yasadim bakislarinda...

  7. #7
    Doktor Amca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    4.252
    Konular
    1062
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    100
    @Doktor Amca

    Standart

    ÇOCUK BESLENMESİ

    Çocukların beslenmesinin özellikleri yaşlara göre farklılık gösterdiği için 1-3 yaş ve 4-6 yaş olmak üzere iki ayrı grupta ele alacağız.
    BİR-ÜÇ YAŞ GRUBU BESLENMESİ

    Bu yaş grubu çocukların beslenmesinde en önemli husus, çocuğun iyi bir beslenme ve yemek yeme alışkanlığı kazanmasıdır.

    Bu bakımdan çocuğun iyi yemek yeme alışkanlığı kazanmasında anne, baba, büyükbaba, büyükanne gibi fertlerin tutumları önemlidir. Çocuğun beslenmeye karşı tepkilerini dikkatlice izlemek ve düzenlemek gerekir. Sütten kesilen bebekler, başlangıçta kaşıkla beslenmek istemeyip, huysuzluk belirtileri gösterebilirler. Böyle bir durumla karşılaşıldığında bebeği birkaç gün daha emzirmeye yada biberonla beslemeye devam edilmelidir. Katı besinler vermeyi, sonra yeniden denemelidir.

    ÇOCUK YEMEK YEMEDE NEDEN GÜÇLÜK YARATIR ?

    Çocuk hasta değilse ve yemek y2mede güçlük yaratıyorsa bunun iki nedeni vardır:

    1 - Çocuğun günlük yemek ihtiyacı bilinmediğinden gereğinden çok besin verilmektedir. Tok çocuk yemek istemez.

    2 - Yada çocuk zamanında değişik tad ve kıvamdaki besinlere alıştırılmamıştır.

    UNUTMAYIZ:

    - Yetersiz yemek verme çocuğu doyurmaz. Ancak zorlama da çocuğu yemekten tiksindirir.
    - Çocuk yeme konusunda büyüklerden etkilenir. Sofrada çocuğun yanında yemeklerin iyi olduğu söylenmeli ve huzursuzluk çıkarılmamalıdır.

    Çocuğun şiddetle yemek istemediği yiyecekleri vermekte ısrar etmek doğru değildir.

    Çocukları başka çocuklarla karşılaştırmamalıdır. Her çocuğun vücut yapısı farklıdır. Bazı çocuklar daha çok besinle ihtiyaçlarını karşılarken , bazılarıda daha az besinle ayrı işlevleri yerine getirebilirler.

    YETERLİ VE DENGELİ BESLENME

    Çocuğun yediklerinin yeterli olduğunu anlamak için en iyi rehber, çocuğun büyümesinin izlenmesidir.

    Hasta olmayan büyümesi iyi olan bir çocuk yeterli ve dengeli besleniyordur.

    Bu dönemde çocuk her üç ayda tartılır ve boyu ölçülür. Çocuk uygun şekilde kilo alıyor, boyuda uzuyorsa yedikleri yetiyordur.

    Zihinsel gelişme ise insan beyni anne karnında ve doğumdan sonra hızla büyüyüp gelişerek 3 yaş sonunda büyümesini büyük ölçüde tamamlar.

    Ana rahminde ve 3 yaşına kadar olan dönemde yetersiz ve dengesiz beslenme, beyin yapısında kalıcı geriliklere neden olur.
    Resim 2. Bedenin ve beynin büyüyüp gelişmesi ve çalışması yeterli ve düzenli beslenmeyi gerektirir.

    BİR-ÜÇ YAŞ DÖNEMİNDE ÇOCUĞA GEREKLİ BESİNLER NELERDİR?

    Bu dönemde çocuğa verilecek besinler dört temel grupta toplanır:

    1. Grup: Protein, B vitaminleri, kan yapıcı mineraller bakımından zengin ve enerji de sağlayan besinlerdir.

    Et, tavuk, balık, yumurta, kuru nohut, fasulye mercimek ve bunlardan yapılan besinler bu grupta yer alır.

    2. Grup: Kemiklerin gelişimi ve sağlığının sürdürülmesi, sinir ve kasların düzenli çalışması için gerekli kalsiyum, B vitaminleri, A vitamini ile aynı zamanda iyi ve kaliteli protein içeren gıdalardır.

    Süt, yoğurt, peynir, çökelek v.b besinler bu grupta yeralır.

    3. Grup: Enerji veren ayrıca protein ve B vitaminleri içeren gıdalardır.

    Tahıllar ve bunlardan yapılan yiyecekler bu gruba girerler.

    4. Grup: C vitamini sağlayan besinlerdir. Sebze ve meyveler bu grupta yer alır. Özellikle yeşil yapraklı sebzeler A, C ve B vitaminlerince zengindir.

    Bu grupların her birinden sabah, öğle ve akşam öğünlerinden yeterince alınırsa dengeli ve düzenli beslenme sağlanır.
    Ben dostlarımı ne kalbimle ,
    Ne de aklımla severim...
    Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur...
    Ben dostlarımı ruhumla severim...
    O , ne durur... Ne de unutur...


    Axtardim men seni yuxularimda..
    seninle sensiz oldum xeyallarimda..
    ömür yollarimiz ayri olsada...
    bir ömür yasadim bakislarinda...

  8. #8
    Doktor Amca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    4.252
    Konular
    1062
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    100
    @Doktor Amca

    Standart

    GÜNLÜK ALINMASI GEREKLİ GIDALAR
    Bir-üç yaş grubundaki çocuklar günde en az

    - Yarım kilo civarında süt veya yoğurt,
    - Bir yumurta,
    - Bir kepçe mercimek, nohut, fasulye gibi yemek, -
    - Bir küçük tabak sebze yemeği
    - Bir-iki adet meyve
    - Bir-iki kaşık pilav-makarna,
    - Bir-iki dilim ekmek yemelidir.

    BİR-ÜÇ YAŞ İÇİN GÜNLÜK YEMEK LİSTESİ

    Sabah: 1 adet pişmiş yumurta veya bir kibrit kutusu kadar peynir
    1 küçük domates veya taze sıkılmış portakal, mandalina suyu,
    Yarım veya 1 bardak süt
    1-2 dilim ekmek.
    Sabahla öğle arası: 1 adet meyve.

    Öğle: Kıymalı sebze veya mercimekli, nohutlu bir yemek
    2-3 kaşık pilav
    1 bardak ayran
    Sebze salatası

    İkindi: 1 bardak süt veya ayran

    Akşam: 1 kepçe yoğurtlu veya mercimekli çorba veya yoğurtlu makama
    Yoğurtlu sebze yemeği
    1 adet meyve

    4-6 YAŞ GRUBU BESLENMESİ

    Çocuk artık söylenenleri dinleyip anlayacak duruma gelmiştir. Bu çağda yeterli ve dengeli beslenme bilinci kazandırılır.

    Bu yaşta zaman zaman iştahsızlık durumları oluşabilir.

    İŞTAHSIZLIK NEDENLERİ NELERDİR?

    İştahsızlık çeşitli hastalıklar, sonucunda oluşabilir. Çocukta bağırsak kurtları olabilir. Çocuk doktora götürülüp muayene ettirilir ve doktorun önerilerine uyulur.

    Ayrıca önceki yaşlarda hatalı beslenme alışkanlığının oluşması,

    - Çocuğun yaşına göre verilmesi gerekli yiyecek miktarının bilinmemesi
    - Büyüklerinin ilgisizliği yada aşırı ilgisi
    - Öğün aralarında lüzumsuz besinlerle beslenmede iştahsızlık yaratır.

    UNUTMAYINIZ:
    Kahvaltı yapmayan bir annenin yada sebze yemeği yemeyen bir babanın bunların değerlerini anlatması hiç inandırıcı değildir.

    Bu yaşlarda çocuk dış çevre ile etkileşim halinde olduğundan, çabuk hastalanabildikleri gibi temizlik kurallarına dikkat edilmezse bağırsak parazitleri de görülebilir.

    Bunun sonucunda çocukta kilo kaybı ve kansızlık görülür.

    O halde 4-6 yaş grubu çocuklarına temizlik kuralları iyice benimsetilmelidir.
    YETERLİ VE DENGELİ BESLENME

    Bu yaş grubunda da çocuğun yeterli ve dengeli beslenip beslenmediğinin en iyi göstergesi yine beslenme durumudur. Yılda 3-4 kez çocuğun ağırlık ve boyu ölçülerek işaretlenmelidir.

    Yeterli ve dengeli beslenebilmesi için gerekli besin grupları da 1-3 yaş grubunda olduğu gibidir.

    Ancak bu yaş grubunda çocukların beslenmesinde yanlış besin seçimine izin verilmemelidir. Örneğin süt yerine çay veya toz içecek, ayran yerine gazoz seçilmemelidir.

    Buna ilaveten şehriye çorbası yerine mercimek çorbası, sebze çorbası, yoğurtlu çorba, reçel yerine pekmez tercih edilmelidir.

    GÜNLÜK ALINMASI GEREKLİ GIDALAR

    4-6 yaş grubu çocuklar yeterli ve dengeli beslenebilmek için her gün enaz

    1-2 su bardağı süt, yoğurt veya 2-4 su bardağı ayran
    Bir kibrit kutusu kadar beyaz peynir
    Yarım kepçe pilav veya makarna
    1 yumurta veya yumurta kadar et, balık yada bir kepçe mercimek, nohut yemeği
    1-2 kepçe sebze salatası
    3-6 dilim ekmek
    1-2 adet meyve yemelidir.

    UNUTMAYINIZ:
    Pahalı gıdalar besin değeri yüksek anlamına gelmez.
    Pahalı fakat besin değeri az olan örneğin şekerli besinler alınmadı diye üzüntü duymamalıdır.
    Buna karşın mercimek bulgurla pişirilip taze sebze, meyve ve yoğurtla yenildiğinde son derece besleyici olur.

    4-6 YAŞ İÇİN GÜNLÜK YEMEK LİSTESİ

    Sabah: 1 kase yoğurtlu, sütlü, mercimekli çorbalardan biri veya bir adet yumurta veya kibrit kutusu kadar peynir
    1-2 dilim ekmek
    1 adet domates veya portakal, yeşil biber
    Haşlanmış patates
    1 bardak süt
    Sabah-öğle arası 1 adet meyve

    Öğle: 1 tabak kıymalı veya mercimekli sebze yemeği
    1 tabak pilav
    1 tabak sebze salatası
    Ayran
    İki dilim ekmek
    İkindi: 1 bardak süt

    Akşam: 1 tabak dolma, yoğurt veya balık buğulama
    1 tabak sebze salatası
    2-3 dilim ekmek yedirilmelidir.
    Ben dostlarımı ne kalbimle ,
    Ne de aklımla severim...
    Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur...
    Ben dostlarımı ruhumla severim...
    O , ne durur... Ne de unutur...


    Axtardim men seni yuxularimda..
    seninle sensiz oldum xeyallarimda..
    ömür yollarimiz ayri olsada...
    bir ömür yasadim bakislarinda...

  9. #9
    Doktor Amca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    4.252
    Konular
    1062
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    100
    @Doktor Amca

    Standart

    Cep telefonları çocukları tehdit ediyorUzmanlar uyarıyor, çocuklara cep telefonu vermek alkol ve sigara vermekten farksız

    10 binden fazla çocuğun incelendiği, geniş çaplı ilk bilimsel araştırmadan çıkan çarpıcı sonuçlara göre, hamilelikte cep telefonu kullanan kadınların çocuklarında hiperaktivite, davranış bozukluğu ve duygusal sorunlar görülme ihtimali daha yüksek. Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren uzmanlar, anne babaları uyarıyor: Cep telefonu kullanarak çocuğunuzu içine attığınız tehlike, ona alkol ve sigara kullandırmaktan farksız…

    ABD’li ve Danimarkalı bilimadamlarının ortak araştırması “cep telefonları çocukları tehdit ediyor mu?” sorusuna verilen en kesin ve bir o kadar da korkutucu yanıt oldu.

    Araştırmada, 1990’lı yıllardan önce yani cep telefonu kullanımı yaygınlaşmadan doğan çocuklarla daha sonraki yıllarda doğan 13 bin çocuk incelendi.

    Sonuçlar, hamilelikle günde 2-3 kez cep telefonu kullanan kadınların çocuklarında çeşitli davranış bozuklukları görüldüğünü ortaya koydu.

    Buna göre, anne karnında ya da küçük yaşta aşırı cep telefonu kullanımına maruz kalan çocukların hiperaktivite, duygusal sorunlar ve ilişki kurmada güçlük çekme riski yüzde 54 daha fazla.

    Uzmanlara göre, bu tehlike 7 yaşından küçük olduğu halde cep telefonu kullanmasına izin verilen çocuklar için de geçerli.

    Çocuklarda görülen bu davranış bozukluklarının altında başka hiçbir biyolojik neden bulamayan uzmanlar, cep telefonunun yarattığı riskin çocuklara sigara ya da alkol kullandırmaktan farkı olmadığını belirtiyor.
    Ben dostlarımı ne kalbimle ,
    Ne de aklımla severim...
    Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur...
    Ben dostlarımı ruhumla severim...
    O , ne durur... Ne de unutur...


    Axtardim men seni yuxularimda..
    seninle sensiz oldum xeyallarimda..
    ömür yollarimiz ayri olsada...
    bir ömür yasadim bakislarinda...

  10. #10
    Doktor Amca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    4.252
    Konular
    1062
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    100
    @Doktor Amca

    Standart

    E-okul projesi’ ile çocuklarınızı izleyebilirsiniz

    Velilere çocuklarının durumunu internetten izleme imkanı veren ”e-Okul Projesi” ilköğretim okullarından sonra ortaöğretim okullarına da yaygınlaştırılıyor

    -Okul ile çocuğunuzu izleyebilirsiniz

    Velilere çocuklarının durumunu internetten izleme imkanı veren ”e-Okul Projesi” ilköğretim okullarından sonra ortaöğretim okullarına da yaygınlaştırılıyor.

    Velilere çocuklarının durumunu internetten izleme imkanı veren ”e-Okul Projesi” ilköğretim okullarından sonra ortaöğretim okullarına da yaygınlaştırılıyor.

    Bu çerçevede, lise öğrencilerine karneleri yarıyıldan itibaren internet üzerinden verilmeye başlanacak. Öğrenciler sistemden okul ve T.C kimlik numaralarını girerek, karnelerini görebilecek.

    ”e-Okul Projesi”, velilere çocuklarıyla ilgili okula devam durumu, karne notları gibi verileri izleme olanağı sunmanın yanı sıra öğrencilerin okudukları kitaplardan aldıkları belgelere, haftalık ders programlarından davranış puanlarına tüm bilgilerin elektronik ortama alınmasını, iş ve işlemlerin buradan yürütülmesini öngörüyor.

    Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ”e-Okul Sisteminin Ortaöğretim Okullarında da Uygulanması” konulu genelge yayımladı. Çelik, genelgede, bilişim teknolojilerinin eğitim-öğretim ve yönetim birimlerinde kullanılmasına yönelik çalışmalara değinerek, e-Dönüşüm Türkiye Projesi’ni anlattı.

    Nihai hedeflerinin ”Bakanlığın öğrenci, personel, taşınır ve taşınmaz mallardan oluşan genel yapısı içindeki bütün iş ve işlemlerin elektronik ortama aktaracak yapının kurulması olduğunu” kaydeden Çelik, 2005 yılında e-Okul Projesi başlatıldığını hatırlattı.

    E-Okul Projesi kapsamında ”öğrenci kayıtlarının internet ortamında alındığını, velilere çocuklarıyla ilgili devam-devamsızlık, karne notları gibi verileri izleme olanağı sunulduğunu” belirten Çelik, bu sistemin okullara da iş ve işlemleri bürokrasiden uzak, hızlı bir şekilde yerine getirme imkanı verdiğini ifade etti.

    Çelik, projenin, okul öncesi ve ilköğretim okullarında 2007-2008 eğitim-öğretim yılı başında uygulanmaya başlandığını, uygulamayla birlikte öğrencilerle ilgili ”kimlik, adres, veli, not, puan, devam-devamsızlık, okuduğu kitap, haftalık ders programı, öğretmen, davranış puanları, duyuru, aldıkları belge” gibi tüm bilgilerin fonksiyonel olarak oluşturulduğunu belirtti.

    Çelik, e-Okul Projesi ile tüm ilköğretim okullarında standart bir yapı oluşturularak uygulamalardan kaynaklanan hataların büyük oranda
    ortadan kaldırıldığını, ders çizelgelerinin oluşturulmasından karne ve diploma düzenlemeye kadar her alanda standart yapı kurulduğunu belirtti.

    Aynı uygulamanın ortaöğretimde de başlatılması için gerekli altyapının oluşturulduğunu ifade eden Çelik, ”uygulamaya geçilebilir” duruma gelindiğini kaydetti.

    Çelik, e-Okul sisteminin tüm resmi ve özel ortaöğretim kurumlarında uygulanacağını belirterek, öğrencilerin bilgilerinin tamamının sisteme girilmesini ve günlük bilgilerin düzenli olarak işlenmesini istedi.

    Genelgeye göre, ilk aşamada alan/dal, sınıf/şube bazında öğrenci bilgileri sisteme girilecek ve sistemde öğrencilerle ilgili devamsızlık bilgilerinin takibi yapılacak.

    Çelik, karneler de bu sistemden alınacağı için öğrencilerle ilgili bilgilerin sisteme ”hassasiyetle” girilmesi talimatı verdi.

    Böylece, geçen yıl ilköğretim okulu öğrencilerinin internet üzerinden aldığı ‘’sanal karne” uygulaması, liselerde de bu yarıyıldan itibaren başlatılmış olacak.
    Ben dostlarımı ne kalbimle ,
    Ne de aklımla severim...
    Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur...
    Ben dostlarımı ruhumla severim...
    O , ne durur... Ne de unutur...


    Axtardim men seni yuxularimda..
    seninle sensiz oldum xeyallarimda..
    ömür yollarimiz ayri olsada...
    bir ömür yasadim bakislarinda...

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş