'Iğdır’da 86 yıllık tekçi yönetime son verdik'
IĞDIR - Iğdır, DTP’nin belediye başkanlığını ilk defa kazandığı; Kürt, Azeri, Terekeme vs. değişik kimliklerin, kültürlerin bir arada yaşadığı bir kent. Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek’in, “DTP’nin Iğdır’ı kazanarak Ermenistan sınırına dayandığı” ve “bunun üzerinde düşünülmesi gereken bir durum olduğunu” söylemesiyle gözlerin çevrildiği bir il oldu. Biz de DTP’li Iğdır Belediye Başkanı Mehmet Nuri Güneş’e Iğdır’ın devlet ve DTP açısından önemini, Çiçek’in sözlerini, Türk-Ermeni ilişkilerini ve belediyenin öncelikli projelerini sorduk.
* Seçimlerden sonra Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek DTP’nin Iğdır’ı kazanmasını kastederek “Ermenistan’a dayandılar” dedi. Ne demek istedi Cemil Çiçek?
- Aslında Cemil Çiçek’in yaklaşımı bir anlamda Türkiye’nin yüzyıllık genel yaklaşımıdır. Histerik, asimilasyoncu, ötekileştirici, intikamcı, inkarcı politikanın Cemil Çiçek üzerinden dışa vurumudur. Burada bir hazımsızlık söz konusu. 86 yıldır Iğdır’ın çok kimlikli yapısına ters ırkçı bir yönetimin el değiştirmesinin hazmedilmemesidir.
* Iğdır’ı bu kadar önemli hale getiren nedir?
- Iğdır 3 ülkenin yani Ermenistan’ın, Azerbaycan’ın ve İran’ın sınırlarının kesiştiği bir noktada olduğundan, geçmişte Newrozların uluslararası düzlemde kutlandığı bir yerdi. Türki cumhuriyetlere açılan kapıdır ve aynı zamanda Ermeni katliamı olarak bildiğimiz gerçekliğin merkezi olması açısından çok önem arzediyor. Bir başka yönüyle de Iğdır, çok kimlikli yapısıyla Kerkük’e benziyor. Bu nedenle bizim politikalarımızı böylesi bir merkezde hayata geçirebileceğimiz bir örnek. 86 yıl sonra iktidarı DTP’ye bırakmak onlar açısından ağır bir yenilgi olarak algılanıyor. Ama bu, demokratik bir yönetim özleyenler açısından da sevindirici bir durumdur.
* Seçimi DTP’nin kazanmasından sonra yaratılan gerginlik devam ediyor mu?
- Hala devam ediyor ancak halk nezdinde yavaş yavaş rahatlamaya doğru bir gidiş var. Geçmişte sağ-sol, Kürt-Azeri çatışmalarının yaşandığı bir merkezdir Iğdır. Gerginlik o kadar boyutlandı ki benimle röportaj yapan Azeri televizyonları “kaç ev Iğdır’dan göçtü” diye sorular sordu. Ama bizim göreve gelir gelmez 7 aydır ödenmeyen maaşları ödememiz, personelle bir sorunumuz olmadığını söylememiz rahatlamaya neden oldu.
* Bu gerilimi kim, neden yaratıyor?
- MHP’liler, MHP kimlikli AKP’liler… Bizimle yaratmak istedikleri provokasyonlara izin vermeyeceğiz. Gerilim de düşüyor gittikçe zaten.
* Yerel basının tutumu nasıl?
- Yerel basın kışkırtıcı tutumunu giderek terk etmeye, durumu kabullenmeye başladı. Demeçlerimizi olduğu gibi yansıtıyorlar, belediyeden personel çıkarmama, maaşları ödemeye başlama gibi uygulamalarımızı görünce üsluplarında da kabule dönük bir değişim başladı.
KESİNLEŞMİŞ CEZAM YOK
* Eski belediye başkanının, bayrak davasından 4 buçuk yıl ceza aldığınız, dolayısıyla mazbatanızın geri alınması gerektiği yolunda iddiaları var, bu konuda neler söyleyeceksiniz?
- Eski MHP’li belediye başkanının, ki yıllar öncesinden Cemil Çiçek’le ilişkide olan biridir, partisini bırakıp AKP’ye geçmesinin yarattığı bir gerginlik var. Seçim yenilgisi beraberinde bana ilişkin iddiaları gündeme getirdi. Belli ki bunlar Türk yargısına ve Yüksek Seçim Kuruluna da güvenmiyorlar. Ne yazık ki Türkiye’de konu Kürt sorunu olunca bazen hukuk da rafa kaldırılıyor. Ama ben bu konuda kesinlikle bir hüküm giymiş değilim. Artı, 4 buçuk yıllık ceza da Yargıtay aşamasındayken yeni bir yasayla, daha kesinleşmeden temyize gitmiştir ve alınmış bir ceza sözkonusu değildir. Bu iddialar, gerginlik yaratma amacıyla her yola başvurma anlayışının dışa vurumudur.
* 86 yıldır tekçi yönetim ilk defa yerini demokratik bir yönetime bırakıyor, dediniz. DTP’nin kazanmasıyla ne değişecek?
- Belediyecilik hizmetleri anlamında Kent Meclisi, Belediye Meclisi ve yönetim organlarıyla açıklık, şeffaflık ve yaşamın örgütlenmesi gibi 3 temel nokta hayat bulacaktır. Iğdır’ın sorunlarına halkla birlikte çözüm bulacağız, birlikte üreteceğiz, birlikte uygulayacağız. Ayrıca altyapı sorunlarının yanı sıra ORYAP yani organik yaşam projemiz var. Burada kooperatifçilik anlayışını oturturken halklar arasında dayanışmayı geliştireceğiz. Okuma evleri, sosyal komplekslerle de, Kürdüyle, Azerisiyle tüm Iğdırlı’nın sosyal aktiviteler içinde ortaklaşmasını sağlayacağız.
* DTP’nin yerel yönetimlerde 10 yıllık bir deneyimi var, Iğdır’da ise ilk kez yerelde iktidara geliyor, bu bir dezavantaj oluşturur mu sizin için?
- Elbette deneyim eksikliği var ama insan yönetmek, ekonomik kaynak yönetmek vizyonla, edinilen kültürle ilgilidir. Bilimsel, çağdaş, paylaşımcı yaklaşımı esas aldığınızda, hele hele de 10 yıllık bir deneyim varsa, sorun yaşamazsınız. Ayrıca biz bununla yetinmeyeceğiz, İller Bankası’ndan elde ettiğimiz kaynakların yanı sıra Avrupa Birliği ile iç içe bir projeksiyon çalışması başlatacağız. Bunun için de belediyeyi tam teslim aldığımızda bir proje departmanı kuracağız.
* Öncelikli projeleriniz neler olacak?
- Bu tekil yönetimim adeta cezalandırdığı, yol altı ve yol üstü diyebileceğimiz bir tablo var. Yol üstü hemen hemen bütün sorunlarını çözmüş, yol altı ise Kürtlerin yoğunluklu yaşadığı, her yönüyle köyle kent arası bir durumda. Önce bu altyapısal sorunla başlayacağız. Arsa üretimi, imar planı başta olmak üzere Iğdır’ın 100-150 bin nüfuslu geleceğini öngören bir planlama temel hedefimiz olacak. Yine üretime, belediyenin de işin içinde olduğu kooperatifleşme, organik tarım ve elde edilen ürünlerin pazarlanmasına yönelik çalışmalarımız olacak.
* Iğdır’ın diğer illerden farklı bir özelliğine dikkat çektiniz, çok kültürlü, çok kimlikli yapısına. Bundan dolayı da Kerkük’e benzettiniz. Iğdır’ın bu çok kimlikli yapısını koruması ve farklılıkların barış içerisinde yaşaması için neler yapacaksınız?
- Sosyal kalkınma ve kaynaştırma projesinden bahsettim, burada okuma evleri var. Meslek edindirme kursları açacağız. Sosyal kültürel etkinlikler düzenleyeceğiz. Yine kooperatifleşmeyi sağlayacağız. Bugüne kadar iki halk arasına öyle kalın setler çizilmiş ki, ticari, sosyal ilişkiler beraberce sürerken, ne hikmetse seçim dönemlerinde, tek yanlı olarak ırkçılık ayyuka çıkarılır. Benim Newroz’da giydiğim ulusal kıyafet bile tartışma konusu yapıldı, Kürtler gelecek bizi katledecek, göçertecek diye propaganda yapıldı. Bizim belediye uygulamalarımız görüldükçe rahatlama olacak, 2 yıl içinde de taşlar yerine oturacak. Geçtiğimiz günlerde Sulama Birliği seçimi vardı, orda da bir gerilim yaratılmak istendi. Bizim insanlarımız örgütlüdür, sorumluluklarının bilincindedir, buna meydan vermeyeceğiz.
HALKLAR ARASINDA SORUN YOK
* Türkiye ile Ermenistan arasında son dönemlerde diplomatik bir yakınlaşma var, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bu devletlerarası bir ilişki olması ve belediye başkanından çok partinin merkezi yönetimince değerlendirilmesinin daha doğru olduğu bir konudur. Ancak partimden aldığım kültür ve çağdaş değerlere bağlı biri olarak halklararası kavgaların, çekişmelerin, geçmişe dönük intikamcı yaklaşımların doğru olmadığını düşünüyorum. Tek kutuplu bir güç olan ABD’nin istediği zaman istediği biçimde formüle edebildiği, istediği zaman da zamana yaydığı bir mesele. Gönül ister ki halklar bunu kendi özgür iradeleriyle gerçekleştirsinler. Önemli olan halklar arası diyalogun kurulabilmesi, hiçbir çıkar gözetilmeden soruna yaklaşılmasıdır. Halklar arasında bir sorun yok. Geçmişte Iğdır Ticaret Odası Başkanının bir diyalog girişimi olmuştu, halk destek verdi ama zinde güçler müdahale ederek olağanüstü bir kongreyle kendisini görevden aldılar.
* Sınır kapısının açılmasının Iğdır’a ne gibi katkısı olacak?
- Burada iki olasılık var. Sınırın açılmasıyla düşmanlığı körükleyen yaklaşımlara gerek olmayacak, dolayısıyla askeri harcamalarda azalma olacak. Ticari anlamda bir canlanma olacak, halklar arası ticari, sosyal diyalog gelişecek. Ama gerek halkta, gerekse ticaret erbabı kişilerde Ermenilerin sivrilmiş kimi Azerilerle ticaret yapmayacağı yönünde kaygıları var. Bu nedenle yeterince menfaat elde edemeyeceğine inanan kimileri de bu kaygıyı besliyor.