Ölürsem beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar! (*) Paris’in çok da güzide olmayan semtlerinden birinde, Radio Soleil - Güneş radyosu (FM 88.6) stüdyolarından içeri ilk adım atışımızdı. Her dilden yayın yapan bu radyonun Türkçeye ayrılmış saatlerinde gönüllü sunuculuk yapacaktık. O gün bir de yenilik vardı. Ilk defa dinleyicilerimiz bizi arayabilecekler biz de onların istedikleri parçaları çalacaktık. Telefon çaldı. Daha “alo” diyemeden “Ölürsem beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar” dedi

Bu konu 2005 kez görüntülendi 5 yorum aldı ...
Vatana Hasret(Gurbettekiler) 2005 Reviews

    Konuyu değerlendir: Vatana Hasret(Gurbettekiler)

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 2005 kez incelendi.

  1. #1
    -
    - - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Vatana Hasret(Gurbettekiler)

    Ölürsem beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar! (*)


    Paris’in çok da güzide olmayan semtlerinden birinde, Radio Soleil - Güneş radyosu (FM 88.6) stüdyolarından içeri ilk adım atışımızdı. Her dilden yayın yapan bu radyonun Türkçeye ayrılmış saatlerinde gönüllü sunuculuk yapacaktık. O gün bir de yenilik vardı. Ilk defa dinleyicilerimiz bizi arayabilecekler biz de onların istedikleri parçaları çalacaktık. Telefon çaldı. Daha “alo” diyemeden “Ölürsem beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar” dedi birisi. Arkadan sanayi tipi dikiş makinelerinin çıkır çıkır sesleri geliyordu. “Bir dakika, beyefendi siz kimsiniz?” Aynı ses tekrar “Ölürsem beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar”. Önümüzde duran yüzlerce Bülent Ersoy, Zeki Müren kasetinin arasından Ömer Danış’ınkini bulduk. Şarkıyı anons ettim ve ses geçirmez camın arkasında duran Cezayirli teknisyen İdris’e başparmağımla “okey” işareti verdim.

    Eğer ölürsem buralarda

    Eğer benim için ağlayan biri varsa baş ucumda

    Eğer ölürsem buralarda Vasiyetimdir beni götürsünler doğduğum topraklara

    Beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar Baş ucumda biten yediverenleri ah aşıklar koklasınlar…

    Şarkı biter bitmez telefon yeniden çaldı. “biz İstanbul restoranından arıyoruz, lütfen beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar adlı parçayı çalar mısınız?” Daha yeni çaldığımızı, vakit kalırsa programın sonunda yeniden koyabileceğimizi söyledim. Telefonun ucundaki ses adeta yalvarıyordu. Profesyonel bir sunucu edasıyla mikrofonu elime aldım “gelen yoğun istek üzerine bir kez daha….” Türkiye’de sadece minibüse bindiğim zaman ya başını ya sonunu duyduğum bu şarkı ilk defa bana çok garip bir etki yapmıştı! Benim gibi “İstanbul çocuğu” olan arkadaşımın yüzüne baktım. O da benim gibi tavana bakarak dolmuş gözlerindeki yaşları geri akıtmaya çalışıyordu. Vatan hasreti ile yanıp tutuşan gurbetçilere mi acıyorduk yoksa kendimize mi?

    Ait olduğumuz toprakların insanları, kültürü ve dili bizi paçalarımızdan yakalamış, hep ertelediğimiz soruları burnumuza sokuyordu. Bazen Laz, bazen Kürt, bazen iç Ege şivesiyle, bazen de İstanbul’da bile hiç duymadığımız bir şiveyle gelen bu istekler bizi “gerçek kimliğimizle” karşıya getiriyordu. Vatan nerede başlar? Nerede biter? Bu çilekeş insanlarla bizi birleştiren ve ayıran nedir? Telefonlar ya bir dikiş atölyesinden ya da İstanbul Restoran’dan geliyordu. Tabi Paris’teki Türk lokantalarının en az yarısının adı İstanbul Restoran olduğu için bunun hiç bir önemi yoktu!

    O gün program bitene kadar bu şarkıyı belki 40 defa çaldık. Teknisyen İdris’in hayret dolu bakışlarına aldırmadan kızarmış gözlerimizle tekrar tekrar geri sararak bozduğumuz kasetle yayın odasından çıkarken hiç olmadığımız kadar yorgun ve bir o kadar da hafiflemiştik.

    Mümkün mü artık dönmek?

    Türkiye’ye tatile gelen her gurbetçinin karşılaştığı bir soru vardır : « Dönmeyi düşünüyor musunuz ? Yani kesin dönüş yapmayı?» Gurbetçi kem küm eder, « hayır » dese soranın « evet » dese sorulanın yaşadığı ülkeyi kötülemiş olacağını düşünür.

    Evleri Türk bayrakları, ezan okuyan çalar saatler, Türkiye haritalı duvar halılarıyla dolu bu gurbetçiler neden dönmezler? 1999-2001 arasında Türkiye’yi sarsan deprem ve ekonomik krizler silsilesinde bir çok şirket batmış veya küçülmüş, ODTÜ, Boğaziçi gibi fiyakalı üniversitelerden mezun tecrübe sahibi gençler işsizlik yüzünden kapağı yurtdışına atmıştı. O yıllarda bazı köşe yazarları “Türkiye gidemeyenlerin ülkesi oldu” diyordu.

    Çok sordum kendime, yoksa gurbet de dönemeyenlerin ülkesi miydi?
    Alinti

    Her an icimizde dinmeyen bir sizi Vatan hasreti...
    Her yaz geldiginde bir bayram buralarda Türkiyeme gelecegim diye...
    Ucaktan indikten sonra egilip topragini öpmek istiyorum cok özledim vatanimi...
    Gurbet bir Acihayat...


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Vatana Hasret(Gurbettekiler)

          Kategori: Makaleler,Köşe Yazıları

          Konuyu Baslatan: -

          Cevaplar: 5

          Görüntüleme: 2005


  2. #2
    Apancene - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    04.08.2008
    Mesajlar
    4.254
    Konular
    278
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    714
    @Apancene

    Standart

    emeğine sağlık değişik pencereden naklettiniz spiker bile etkilenmiş ve gün boyu şarkıyı şarkıyı defalarca çalmış önemli ünv.mezun gençlerimiz elimizden kaçırmışız ve kaçırıyoruz ....

  3. #3
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1047
    @Dygsuz

    Standart

    Gitmek isteyenler için rüya ,gidenler için cennet-cehennem arası.3. kuşak 4. kuşak ise yaşadıklerı ülkede yabancı vatanlarında gurbetçi.Zor bir ikilem.

  4. #4
    -
    - - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    Alıntı apancene Rumuzlu Üyeden Alıntı
    emeğine sağlık değişik pencereden naklettiniz spiker bile etkilenmiş ve gün boyu şarkıyı şarkıyı defalarca çalmış önemli ünv.mezun gençlerimiz elimizden kaçırmışız ve kaçırıyoruz ....
    Bosa denmemis almanya aci vatan...
    Herkes görünen yüzüyle bilir güzel hos gelir aslinda burda yasiyan cilesinide iyi bilir...
    Bir umut icin düsülmüs yollara yillar önce biraz calisip geri dönme ümidiyle..
    Malesefki bir kac yil calisip geri dönerim diyenlerin cenazeleri gelmis memleketlerini ve halada öyle....
    Keske ülkemizdede herseye yeterli ölcülerde ve yasanilabilir olsaydida sartlar bizleri insanlari buralara sürüklemeseydi...
    Yorumun icin tskler Apancene

  5. #5
    Apancene - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    04.08.2008
    Mesajlar
    4.254
    Konular
    278
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    714
    @Apancene

    Standart

    Malesefki bir kac yil calisip geri dönerim diyenlerin cenazeleri gelmis memleketlerini ve halada öyle.... offff offfff

  6. #6
    -
    - - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    Alıntı Dygsuz Rumuzlu Üyeden Alıntı
    Gitmek isteyenler için rüya ,gidenler için cennet-cehennem arası.3. kuşak 4. kuşak ise yaşadıklerı ülkede yabancı vatanlarında gurbetçi.Zor bir ikilem.
    Dygsuz abla cok güzel ifade etmissiniz gercektende öyle bilmiyenler icin Rüya ama bilenler icin bir aci...
    Kim istemezki öz vataninda ömrünü sürmeyi... Vataninda yasayanlar kiymetlerini bilsinler gercektende hasret cekmek cok zor...
    Ama hayat sartlariiste bir sekilde itiyor buralara ve yasamaya calisiyoruz maneviyatimizi gelenek ve göreneklerimizi unutmamaya önemli olanda bu yorumunuz icin tskler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş