Gavsül Memduh hazretleri, bir gün dergâhın önünde otururken Abdürrahîm Efendiyi huzûr-ı şerîflerine çağırdı. Şam’a gidip gitmediğini sordu. O da; "Gitmedim efendim" deyince; "Şu tarafa bak bakalım ne göreceksin?" buyurdu. İşâret ettiği yöne baktığında, yemyeşil bahçeleriyle, Şam’ın karşısında durduğunu hayretle gördü. Şam’ı merakla seyrettiğini gören Gavs-ül-Memdûh; "Abdürrahîm! Boşi köyü buradan uzakta mıdır görülebilir mi?" buyurunca, rüyâdan uyanır gibi Şam gözlerinden silindi ve

Bu konu 3436 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Alay etmenim cezası ? 3436 Reviews

    Konuyu değerlendir: Alay etmenim cezası ?

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 3436 kez incelendi.

  1. #1
    Alptunga76 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    04.08.2008
    Mesajlar
    123
    Konular
    33
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    613
    @Alptunga76

    Thumbs down Alay etmenim cezası ?

    Gavsül Memduh hazretleri, bir gün dergâhın önünde otururken Abdürrahîm Efendiyi huzûr-ı şerîflerine çağırdı. Şam’a gidip gitmediğini sordu. O da;
    "Gitmedim efendim" deyince;
    "Şu tarafa bak bakalım ne göreceksin?" buyurdu.
    İşâret ettiği yöne baktığında, yemyeşil bahçeleriyle, Şam’ın karşısında durduğunu hayretle gördü. Şam’ı merakla seyrettiğini gören Gavs-ül-Memdûh;
    "Abdürrahîm! Boşi köyü buradan uzakta mıdır görülebilir mi?" buyurunca, rüyâdan uyanır gibi Şam gözlerinden silindi ve hocasına;
    "O köy buraya uzaktır, görünmez efendim." diye cevap verdi.
    Bunun üzerine;
    "Doğu tarafına bak!" buyurdu.
    O anda küçük bir tepenin yamacında kurulmuş olan Boşi köyü gözünün önüne geldi. O anda köyün bir kenarında, Gavs-ül-Memdûh’un talebelerinden birkaç tânesi oturmuş sohbet ediyorlardı. Köy bekçisi de yanlarında sırt üstü uzanmış yatıyor, talebelerle alay ediyordu.
    Gavs-ül-Memdûh;
    "Abdürrahîm! Bekçinin arkadaşlarınla alay ettiğini görüyor musun?" diye sordu.
    O da;
    "Görüyorum efendim. Eğer müsâade buyurursanız hemen hakkından geleyim." diye sordu.
    Hocasının hiç cevap vermemesinden cesâretlenerek ayağını hızla bekçiye doğru salladı. Allahü teâlânın izniyle, ayağı bekçinin tam karnına isâbet etmiş ki, birden karnını tutmaya ve feryâd etmeye başladı. Bir daha vuracaktı, fakat Gavs-ül-Memdûh;
    "Yeter yâ Abdürrahîm!" buyurunca, durdu.
    Boşi köyü de gözünden kayboldu. Hocasının bu kerâmetlerine hayran kalmıştı.

    Aradan on gün geçmişti. Boşi köyünün bekçisi, yüzü sarılı bir hâlde Gavs-ül-Memdûh’un huzûruna çıkarıldı. Ağzı sol kulağına kadar eğilmişti. Eğilen taraf kırış kırış olmuş, diğer tarafı da davul zarı kadar gerginleşmişti. Bu sebeple ne ağladığı ne güldüğü, ne de konuştuğu anlaşılıyordu. Zor konuşabilen bekçi;
    "Aman yâ Hocam! Allahü teâlâyı zikreden talebelerinle alay ederken, birisi şiddetle karnıma vurdu. O anda bütün vücûdum hareketsiz kaldı. Ağzım da bu hâle geldi. Bundan böyle hatâmı anladım ve tövbe ettim. Ne olur beni affediniz ve ağzımın eski hâle gelmesi için duâ ediniz." diyerek ağladı.
    Gavs-ül-Memdûh onun bu durumuna çok üzüldü. Merhamet edip ellerini kaldırarak duâ etmeye başladı. Sonra mübârek elini bekçinin yüzüne sürdü. O anda bekçinin ağzı, Allahü teâlânın izniyle eski hâline geldi.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Alay etmenim cezası ?

          Kategori: Dini Hikayeler

          Konuyu Baslatan: Alptunga76

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 3436

    Konu Alptunga76 tarafından (03.04.2009 Saat 20:16 ) değiş;tirilmiş;tir.



    Taşıma suyla hard-disk kopyalanmaz, çünkü "taşıma su" küçük bir Japon çocuğudur.

    Ayağını kotana göre uzat.

    Sabrın sonuresettir.

    Ummadığın program, makineyi kilitler.






Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş